Günümüzün sert rekabet koşullarında kalıcı olabilmek ve büyüyebilmek için, firmaların ürün ve hizmetlerini, iş modellerini, yapılanmalarını ve sosyal sorumluluk anlayışlarını sürekli olarak değiştirmeleri, farklılaştırmaları ve yenilemeleri gerekiyor. Bu değişim ruhuna inovasyon deniyor.
Kısaca söylenirse; inovasyon, kazanç (katma değer) sağlayan –ama bir buluş olması gerekmeyen– yeniliktir. İnovasyon, yeniliğin kendisinden daha çok, bilginin ekonomik ve sosyal yarara dönüştürülmesi sistemidir. İnovasyon bir kurumsal ruh ve anlayıştır; farklılaşma ve değiştirmeye bağlı bir ekonomik ve sosyal sistemi ifade eder. İnovasyon, bilim ve teknolojinin ekonomik ve sosyal yararlar sağlayacak biçimde yenilik yaratıcı üretimi ve kullanımıdır. İnovasyon, verimliliği ve kârlılığı artırdığından, yeni pazarlara girilmesini ve mevcut piyasanın genişletilmesini sağlayan önemli bir rekabet aracıdır.
Farklılaşmak
Günümüzün ağır rekabet koşullarında inovasyonun farkında olmadan ve ondan uzak durmaya çalışarak ayakta kalmak, neredeyse mümkün değildir. İster birey, ister bir kurum olarak bugünün rekabet ortamında ayakta kalmayı ve süreğen büyümeyi sağlayacak temel tercih farklılaşmadır. Rekabet için farklılaşmayı yaratacak olan yeniliklerin adı inovasyondur. İnovasyonun gücünü elde tutmak için en önemli silah ise eğitimdir. Eğitim kişi ve kurum yaşamının vazgeçilmez ve sürekliliği olan içsel fonksiyonu olmak zorundadır.
Yeni küresel durum, üretici ve satıcıları müşteri karşısında bir yarışa soktu. Biteviye müşteri odaklılık anlayışından söz edilmesinin arkasındaki ana fikir budur. Yokluğu veya zafiyeti müşteri tarafından kabul edilemez olduğundan; artık kalite, ayırt edici ve farklılaştırıcı bir nitelik olmaktan çıkmıştır. Dolayısıyla kolay erişim ve kalite dışında bir farklılık yaratma gereği ortaya çıktı.
Bazı firmalar, düşen satış ve kârları karşısında bir çözüm olarak –bir iş modeli olarak tasarlamadıkları– sürekli fiyat indirimi tercihi içine girdiler. Fiyat indirimi üzerine kurgulanmış bir farklılık yaratma anlayışının sonu, firmanın içinden çıkılması çok zor olan kârsızlık bölgesine girmesidir. Kârsızlık batağına savrulmamanın yolu da, büyük ölçüde inovasyondan geçiyor çünkü inovasyon; yüksek katma değer ve yüksek verimlilik demektir.
Neyin İnovasyonu?
İnovasyon, bir işletmenin ürün, hizmet, (tasarım, üretim, dağıtım ve pazarlama gibi) iş modelleri, yapılanma ile çevreyle ilişkileri alanında yapılabilir. Ürün inovasyonu; farklı ve yeni bir ürünün geliştirilmesi veya mevcut bir üründe değişiklik, farklılık veya yenilik yapılması ve bu ürünün piyasaya sunulmasıdır. Ürün inovasyonu içinde yer alan bir tür de “Düzen Bozucu İnovasyon” veya “Stratejik İnovasyon” olarak anılır. Bu, sıfırdan pazar ve müşteri yaratan yenilikçiliğe verilen isimdir. Sektörlerdeki yerleşik ürün, rekabet ve pazarlama düzenlerini bozarlar.
Hizmet inovasyonu; yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş bir hizmet yaklaşımını ifade eder. Hizmetin ulaştırılması ve sunumundaki yenilik ve farklılıkları içerir. Hizmetin sunulmasında yeni teknoloji ve iş modellerinin kullanılmasını öngörür. Süreç inovasyonu, yeni ve farklı üretim veya dağıtım yöntemlerinin geliştirilmesi veya mevcut yöntemlerin iyileştirilmesidir. Örgütsel inovasyon; yeni çalışma ve iş yapma yöntemlerinin geliştirilmesi, mevcut yöntemlerin firma koşullarına uyarlanarak kullanılması ve ilgili örgütsel yapıların oluşturulması yaklaşımıdır. Pazarlama inovasyonu; ürünün kendisinde veya ambalajında yeni ve farklı tasarımların gerçekleştirilmesi, farklı pazarlama yaklaşımlarının kullanılması veya mevcut olanların iyileştirilip geliştirilmesidir.
İnovasyon, tek başına teknolojiye yatırım yapmak değildir. İnovasyon, sadece ar-ge demek değildir. Bu iki kavram sıklıkla karıştırılmaktadır. İnovasyon, kuruluşun tamamını kapsaması gereken bir faaliyettir. İnovasyon, yerleşik ve sürekliliği olan bir faaliyettir.
Yalın Düşünce
İnovasyon sanayinin, üniversitelerin, bilimsel araştırma kuruluşlarının ve başarı peşinde koşan iş dünyasının hareketlendirici motorudur. Son yıllarda bu sözcük yöneticiler için günlük konuşma dilinin vazgeçilmez unsurlarından birisi oldu. Dünyanın önemli firmaları kendi ürün ve hizmetlerini pazara sunarak bu sözcüğün giderek yükselen görkeminden yararlanıyorlar. Birçok iş modelinin üzerine kurulmaya çalışıldığı inovasyon çağın anahtar kavramlarından birisi haline dönüştü.
Üretim alanında yalın kavramı; fireden, israftan ve atıktan arınmış olmayı ifade ediyor. Yalın çalışma; mümkün olan en az maliyetle atık, fire ve israftan arınarak iş yapma anlamına gelir. Bu bağlamda yalınlık; genel olarak müşteri için değerli olmayan unsurlardan –hizmetlerden, özelliklerden, süreçlerden, stoklardan– arınılması ile eşdeğerdir.
Yalın düşünce bağlamında atık, israf ve fire kavramını anlamak için gizli veya açık biçimde müşteriye fatura edilmesi mümkün olmayan şey benzetmesi kullanılabilir. Çünkü müşteri; atık, israf ve fire için ödeme yapmayacaktır. Diğer yandan atığın yok edilmesi, çalışanlar açısından da önemlidir. Hiç kimse hiçbir işe yaramayan bir ‘şey’ üretmek istemez.
İnovasyon
İnovasyon, problemlerin çözülmesi yoluyla değer üretilmesidir. Yaratıcılık, problem çözme için ön koşullardan birisidir. Dolayısıyla çözüm sürecinde sıklıkla yaratıcılığa ihtiyaç duyulur. Diğer yandan çözüm için yaratıcılığın varlığı yeterli olmaz. Burada yaratıcılığın çözümün uygulanması yolunu da açması gerekir.
İnovasyon, bilgiyle ilgili bir konudur. İnovasyon sürecinin başlangıcında problemle ilgili bilgi miktarı ve çeşitliliği az ve kısıtlıdır. Süreç ilerledikçe hem problem hem de çözüm hakkında bilgilenme artar; muhtemel çözümler çeşitlenmeye başlar. Sonuçta inovasyon, çok sayıda çözüm arasından en uygun olanın seçilmesi biçimine dönüşür. Bu nedenle inovasyonun bir öğrenme ve önceliklendirme süreci olduğunu da söyleyebiliriz.
İnovatif Yalınlık
İnovatif yalınlık, bilgi ile etkili ve verimli çalışmayla ilgilidir. İnovatif yalınlık; ilgili kurum ya da kuruluşta daima doğru işlerin yapılmasını, doğru yapılmasını ve daha iyi yapılmasını güvence altına almayı hedefler. Doğru işin yapılması; firenin, israfın ve atığın yok edilmesi için en kolay ve en önemli yoldur. Böylece ilgili kuruluşun (örneğin ekonomik işletmenin) teknik yetenek ve yetkinlikleri doğru biçimde kullanılmış olur. Bir firma açısından bunun yorumu, firma yeteneklerinin müşteri ve çalışan ihtiyaçlarını eksikliğe ya da fazlalığa imkân bırakmadan kullanmaktır. Doğru şeyin yapılması için müşteriler, çalışanlar ve paydaşlarla doğru iletişimin kurulması gerekir. Böylece müşteriler ve işi yapanlar, birbirlerinin gerçek beklentilerini kavrama imkânına sahip olacaklardır. Karşılıklı yakın iletişim, inovatif yalınlığın bir öğrenme süreci olduğunu doğrular.
İşi doğru yapmak, çözüme ulaşmak üzere iş sürecinin doğru planlanması anlamına gelir. İnovasyon söz konusu olduğunda; kişi, kurum ve kuruluşların daima yeni problem ve bunlarla baş edecek yeni çözümlere ihtiyaç duyacakları anlaşılır. İnovasyon; daha önce çözülmüş eski problemlerin tekrarlanan çözümleri ile ilgili değildir. İnovasyon sürecinde ya problem ya da çözüm yenidir. İnovasyonla bir çözüm üretirken yepyeni bir değer akımı yaratılır.
Yeni bir probleme çözüm üretmek ya da eski bir probleme yeni çözüm geliştirmek, inovatif yalınlık sürecinin tamamını resimlemez. İnovatif yalınlık, bir başka boyutuyla sürekli iyileştirme anlamına gelir. Sürekli iyileştirmeler sayesinde küçük sorunların birikerek beklenmeyen büyük ve yeni darboğazlara nende olmasının önüne geçilmeye çalışılır. İnovatif yalınlık, yeni bir sistem yaratma sürecidir. Bu süreç, yalın düşüncenin temel felsefesi yanında sürekli iyileştirmelerle yeni bir ritüeller sistemi (davranış modeli) yaratır. Önemli olan, kurum veya kuruluşun bu felsefeyi ve onun ritüellerini her gün başarılacak ve aşılacak biçimde içselleştirmesidir.
İnovatif (yenilikçi) yalınlık geliştirme, iş dünyasında pek çok örneklerini gördüğümüz türden sıradan bir moda değildir. Yalın üretim ilkeleri ile yapısal inovasyonun kural ve ritüellerinden kaynaklanan bir araçtır. Ürün ve hizmet veya süreç geliştirilmesinde, mevcut süreçlerin iyileştirilip hızlandırılmasında ve daha yüksek kalite elde edilmesinde yararlı olabilecek bir türev araçtır.
İnovatif Yalınlık İlkeleri
İşletmelerdeki dikkate değer gelişmelere göz attığımızda bu örneklerin arkasında mükemmel tasarımlar, onlarında arka planında da çalışma ilkeleri olduğunu görürüz. İşe ilişkin bu ilkeler tasarımda bir çerçeve oluşturur; etkililiği ve bütünlüğü sağlayacak düşünme yolu ortaya koyar. Yalınlık geliştirme süreci, yalın üretim sistemlerinin temelleri olan akış, hız, adım büyüklüğü ile atığın yok edilmesi gibi ilkeleri kapsar. Yapısal inovasyon ise standart ve tekrar edilebilir bir yöntem kullanan inovatif çözüm yaratma ilkesini içerir.
İnovatif çözüm, müşterinin (tüketicinin veya kullanıcının) görünen ve bilinen istekleri ile bilinmeyen, gizli ihtiyaçlarını tatmin eder. Ayrıca inovatif çözümün en basit ve yararına oranla en düşük maliyetli olması istenir. Bu ise daha sürecin başından itibaren –ürün, hizmet veya süreç; tasarlanan her ne ise– tasarımın atık, fire, israf ve ıskartadan arındırılmış olması anlamına gelir.
İnovasyon öncelikle fikir üretimi demektir. İnovasyon, en iyi ve en taze fikrin ortaya çıkarılması için işletmenin içinde ve dışındaki –işletmenin ekosistemindeki– çok sayıda fikrin toplanması ve bir ölçekle sıralanması anlamına gelir. İnovasyon sonucunda ortaya çıkan tasarım deneyimi müşteri tarafından yaşanacaktır. Bu nedenle aranacak yeni çözüm müşteri değerini yükseltirken atığı –dolayısıyla ilgili yararsız maliyetleri– ortadan kaldırmalıdır.
Bir geliştirme sürecini inovatif ve yalın yapmanın altı ilkesinden söz edilebilir. Bunlardan birincisi inovatif yalınlık geliştirmenin sonucunda oluşan ürünün, hizmetin veya sürecin yenilikçi bir çözüm olmasıdır. Öyle ki, kendi türünden olabilen çözümler içinde belli bir kalitesi ve seçkinliği olmalıdır.
Yukarıda değinildiği gibi geliştirmenin sonucunda ulaşılan çözüm, müşterinin ifade edilmiş veya gizli kalmış istek ve ihtiyaçlarını tatmin edebilmelidir. Müşterinin istek ve ihtiyaçları sadece ona sorularak öğrenilemez. Özellikle farkındalık oluşmamış ve ifade edilememiş ihtiyaçların tespiti için kapsamlı araştırma yapmak gerekebilir.
Yapılan araştırmanın sonuçlarının ürüne, hizmete veya sürece dönüşmesi için tasarımı yapacak geliştirme ekibine sağlam ve hassas biçimde aktarılması gerekir. Aktarma dili ve ortamı hem araştırmayı yapan hem de geliştirmeyi yapacak ekip tarafından aynı biçimde anlaşılabilir olmalıdır. Bu karşılıklı iletişim ortamı, ekipler arasında önceden yapılacak çalışmalarla güvence altına alınmalıdır. Pek çok tasarım sorunu işin farklı kesimlerinin farklı kavram, sözcük ve tanımlar kullanmalarından kaynaklanıyor.
Burada bir noktaya açıklık getirilmesi gerekir. Neredeyse hiçbir çözüm, istek ve ihtiyaçları tam olarak karşılama özelliği taşımaz. Bazıları eksik veya tatmin yönünden zayıf kalır. Gene pek çok çözüm, tanımlanan soruna veya ihtiyaca tatmin sağlarken diğer yandan yeni sorunların üremesine neden olur. Bu nokta göz önünde bulundurularak oluşabilecek risklerin belirlenmesi ve tasarlanan çözümün ihtiyaç tatmin düzeyinin açıklanması gerekir.
Bu tür sıkıntıların aşılması için inovatif yalınlık sürecinin ikinci ilkesel parçası olarak çoklu öğrenme çevrimleri geliştirilmiştir. Bu sayede yukarıda sözü edilen ihtiyaç-çözüm farklılıkları ve oluşabilecek yeni sorunlara karşı önlem alınmaya çalışılır. Her öğrenme çevrimi sırasında geliştirme ekibi tatmin edilemeyen bazı boşlukları ve eksiklikleri tespit eder ve en iyi çözüme ulaşıncaya kadar iyileştirmeler yapar.
Çoklu Öğrenme Çevrimleri
Bir işletmede inovatif yalınlık geliştirme çabasının ana dayanağı müşterinin bildiği veya farkında olmadığı ihtiyaçlar konusunda olabilecek en iyi çözümü fikridir. Bu süreçte en önemli unsurlardan birisi müşterinin (ve ihtiyaçlarının) doğru anlaşılmasıdır.
İhtiyaç ve çözüm arasındaki her örtüşmede her zaman eksiklikler olur. Kimi zaman ise mevcut ihtiyaçların çözümleri yeni sorunlar yaratır. İhtiyaç (sorun) ile çözüm arasındaki boşluğu azaltmanın ve aşmanın yolu müşterinin ve ihtiyaçlarının olabildiğince iyi anlaşılmasıdır. Bu gereklilik sadece müşteriyi dinlemekten ibaret değildir. Daha sağlam ve sonuç alıcı bir sistem geliştirilmesi gerekir.
İhtiyaç ile çözüm arasında boşluğu gidermek (tatmin eksik kalmasının ve bulunan çözümle yeni sorunlar yaratılmasının önüne geçmek) için önerilen tekniklerden birisi çoklu öğrenme çevrimlerinin uygulanmasıdır. Bu; bir başlangıç noktasından en iyi çözüme doğru hızda adımlar halinde yaklaşma tekniğidir. Doğru çözüme yaklaşma; muhtemel çözümler hakkında sorular sorma, deney yapma ve değerlendirme yoluyla sağlanır. Tekniğin isimlendirilmesindeki çevrim sözcüğü, çözüme bir sarmal gibi yaklaşılması nedeniyle kullanılmaktadır.
Bir çözüm seçenekleri sepeti oluşturma ve bunlardan en uygun olanı seçme süreci peş peşe uygulanan (birden fazla sayıdaki) çevrimler ile gerçekleştirilir. Her çevrimde seçenek sayısı sorular sorma, deney ve değerlendirmeler yapma yoluyla azaltılır. Bu konuda yapılan çalışmalar öğrenme çevrimlerinin sistemli biçimde uygulanmasıyla proje süresinin kısaldığını ve elde edilen sonucun iyileştiğini gösteriyor.
İstikrar, Paylaşım, Prototipleme ve Yalın İlkeler
Müşteri ihtiyacını tatmin etmeye yönelik çözüm projesinde önceki çalışmalardan elde edilen deneyim ve çoklu öğrenme çevrimleri gibi unsurlar hızı artırıcı etkiler yapar. Diğer yandan bazı destek süreçleri, işin yavaşlamasına neden olabilir. Bunu farklı hızlara sahip dört atın çektiği (hızlandıranlarla yavaşlatanların bir arada koşulduğu) bir atlı arabaya benzetebilirsiniz. İnovatif yalınlık geliştirme sürecinin akışın sürekliliğini sağlaması ve bunu sürdürülebilir kılması gerekir. Geliştirme sürecinin hedefi mümkün olan en hızlı akışkanlık ve verimliliktir. Süreci engelleyen unsurlar, düzgün bir akış sağlamak için yok edilmelidir. Buna istikrarlı akış ilkesi diyebiliriz.
Müşteri ihtiyacını tatmin edecek olan çözüm süreci aynı zamanda yeni bilgilerin üretilmesi anlamına gelir. Bu bilgiler sadece çözümü üreten takımda kalmamalıdır. Paylaşılarak işletme içinde öğrenme, bilgilenme ve deneyim düzeyinin artırılması gerekir.
Bir faaliyet varsa orada mutlaka riskler vardır. Bu risklerin bazıları çözüm ekibinin sözel görüşmelerinde, kâğıt üzerinde veya bilgisayar ortamında yapılan çalışmalarla fark edilir ve önlemler alınır. Daha sonraki aşamada ise riskleri azaltmanın yolu bir prototip (numune, model) yapmaktan geçer. Özellikle imalat temelli işlerde yeni türden ölçme ve değerlendirme cihazları, bilgisayar ortamında CAD-CAM yazılımları ve 3B baskı donanımları fiziksel prototipleme işine çok önemli katkılar yapıyor. Ayrıca işe girişmeden önce uygun deneyleri geliştirip uygulayarak risk azaltma imkânları da söz konusu olabilir.
İnovatif yalınlık geliştirmenin son ilkesel unsuru yalın yönetim anlayışı ve ilkelerinin uygulanmasıdır. Kısaca hatırlarsak yalın ilkeler atık ve israfın yok edilmesi, sürekli iyileştirme sağlanması, insana saygı, düzgün iş akışının sağlanması, tam zamanında teslim, yerleşik kalite gibi unsurlardan oluşur.
Gürcan Banger