İş kültürü, büyüklü küçüklü işletmelerin başarı öykülerinden veya başarısızlık deneyimlerinden beslenir. Değişik firmalarda yaşanan gelişmeler, bu alanda yeni yaklaşımların oluşmasına, yeni işletme yönetim tarzlarının yaratılmasına vesile oluyor. İşletmelerde yapılan ekonomik ve sosyal araştırmalar ile istatistiksel çalışmalar da bunların elde edilmesine katkı yapıyor. Başarılı bir işletme için, kuruluş sürecinde bu bilgi ve deneyim birikiminden yararlanmak uygun olur.
Niş Pazar ve Yenilik
Pazarda her zaman tatmin edilememiş ihtiyaçlar, çözüm bulmamış sorunlar bulunur. Diğer yandan belli müşteri gruplarının kendilerine özgü ihtiyaçları olabilir. Pazarın küçük bir bölümündeki bu anlamdaki fırsatlara “niş” adı verilir. Küçük işletmeler için uygun iş fikirleri, çoğu zaman bu nişlerle ilgili olarak ortaya çıkar. Pazarda kendisine uygun boşluğu (nişi) bulabilen işletme, başarılı olmak için ilk adımı atmış demektir. Bir nişte konumlanmış küçük işletme, kısıtlı kaynaklarını da daha etkili kullanacaktır.
Bugünün iş dünyasında klasik ve geleneksel işler kalmadı. Bu tür tarihin içinden süzülüp gelen işler ve firmalar bile kendilerinde bazı değişiklikler yarattılar, dönüşüme uğradılar. Bu durum, günümüzün bir gerçeğini ifade ediyor. Artık ‘evladiyelik’ işler yok. Her firma; üründe, hizmette, yapılanmada veya iş modelinde yenilikçi olmak zorunda… Bu tespit, küçük işletmeler için de geçerli… Firmalar, değişen tüketici isteklerine ve teknolojik gelişmelere dikkat ederek, yenilikler üretip kendi pazarlarına sunmalılar. İnovasyon diye isimlendirdiğimiz yenilik yaklaşımı, küçük işletmelerin de kendi iş yapma biçimlerine özümsetmeleri gereken bir nitelik olarak önümüzde duruyor.
Müşteri ve Farklılaşma
Bir işletmenin, yetenek ve yetkinlikleri önemlidir. Bunlar sayesinde ürün ve hizmetlerini gerçekleştirir. Ama işletmenin ürettiğini satacak müşteri yoksa, firmanın becerilerinin fazlaca bir anlamı olmaz. Bir firmanın başarısının sırrı, müşteridedir. Bu nedenle her işletmenin kendi müşterisini tanıması, onun ihtiyaçlarının farkında olması ve müşterinin ekonomisini bilmesi gerekir. Bu bilgileri edinmek için öncelikle müşteriyi dinleyebilmek şarttır. Müşterisinin ihtiyaç, beklenti, talep ve durumunu bilmeyen bir işletmenin, doğru ürün ve hizmetleri üretmesi hayaldir.
İş dünyasında kesinlikle çözülmemiş veya karşılanmamış bir müşteri talebi bulmak kolay değildir. Çoğu örnekte sorun veya ihtiyacı karşılamak üzere kullanılan bir ürün ya da hizmet vardır (olması muhtemeldir). İyi işletmeler, piyasadaki mevcut çözümlere karşılık farklılıklar geliştirebilirler. Bu farklılaşma; kalite iyileştirmesi, hizmet iyileştirmesi, daha iyi erişim kanalları kullanma veya ürün / hizmet farklılaşması gibi alanlarda olabilir. Bu tür farklılaşmalarla hem bir niş pazara konumlanma hem de inovasyon seçeneğini değerlendirme mümkün olabilir.
Dünyada Wal-Mart gibi bazı büyük kuruluşlar, iş modellerini “fiyat” üzerine kuruyorlar. Bu modelde, müşteriye ucuz ürün veya hizmet sağlamak için baştan sona bir organizasyon kuruluyor. Wal-Mart gibi seçilmiş, çalışılmış, planlanmış ve kurgulanmış bir iş modelinden söz etmiyorsak, bir küçük işletmenin yapabileceği büyük hatalardan birisi, fiyat üzerinden farklılaşmaya gitmektir. Özetle; farklılaşma yaratmak isteyen küçük işletmelerin, kendilerine fiyat dışında başkaca rekabet unsurları bulmaları uygun olur.
Her gün çok sayıda yeni işletme kuruluyor. Bunların çok büyük bir bölümü, kaynakları ve olanakları kısıtlı olan küçük işletmeler… Yanlış tercih ve adımlarla en çok zarar görenlerin de bu küçükler olduğunu görüyoruz. Bu nedenle çok daha dikkatli olmaları gerekiyor.
Şöhret ve İzlenim
Geçtiğimiz yüzyılda üretim faktörleri arasında sermaye, doğa, işgücü ve girişimcilik gibi unsurlar sayılırdı. İşletmeler içinde bu tür somut ve soyut varlıklar değerliydi. Daha sonra bunlara bilgi eklendi. İşletme kültüründeki gelişmelerle birlikte müşteri ve tedarikçi ilişkilerinin de bir işletmenin varlıkları arasında olması gerektiği anlaşıldı. Patent, faydalı model ve marka gibi unsurların öneminin artması ile fikri mülkiyet kavramı gündemde yer almaya başladı. Bugün belli ölçüde marka kavramı kapsamında işletmenin şöhretinin de işletme varlıkları arasında algılanması ifade ediliyor.
Günümüzün en önemli pazarlama yaklaşımlarından birisi ağızdan ağza pazarlamadır. Bir işletmenin iyi şöhreti ise bu türden bir pazarlamada kullanılabilecek varlıkların başında gelir. İşletmenin şöhreti ürün ve hizmetlerinin kalitesinden sipariş tarihlerine tam uyulmasına, çalışanların müşteriye karşı davranışlarından işletmenin halka ilişkilerine kadar pek çok unsurdan oluşur. Küçük işletme sahiplerinin, firma şöhretinin sermaye kadar önemli ve değerli olduğunu bilmeleri ve bu varlığı koruyup geliştirmek için özen göstermeleri gerekir.
Tanıştığımız insanlarla olan ilk izlenimimiz önemlidir. Çoğu zaman bir kişiyle iyi ya da olumsuz gelişen tanışıklık sürecimizde ilk saniyelerdeki izlenimin yeri önemlidir. Benzer bir durum işletmeler için de geçerlidir. İşyerinin düzenlenmesi, iş ortamının temizliği, çalışanların giyim kuşamı ve kişisel bakımı müşterilerin işletme hakkında ilk izlenimlerinin oluşmasında etkili olur. Gene müşterinin işyerinde karşılanması, onunla olan iletişim, satışta kullanılan ikna mekanizmaları ve araçları müşterinin izlenim oluşturmasında ve bunu çevresine olumlu veya olumsuz aktarmasında etkili olur. Dolayısıyla işyeri ortamında edinilen izlenim, küçük işletmelerin özellikle dikkat etmeleri gereken konulardan bir başkasıdır.
Plan ve Bütçe
Bir işletmenin sağlıkla ilerlemesi ve büyümesi için teknik bilgi yetmez. İş sahibinin ve yöneticilerin bir işletmeyi yürütmek için gerekli iş kültürü ile donanmış olmaları gerekir. Başarısız olan firmaları incelediğimizde, bunların büyük çoğunluğunda iş yapma kültürüne ilişkin bilgi ve deneyimin eksik olduğunu görürüz.
İş kültürünün en önemli bileşenlerinden birisi planlamadır. Hiç kuşkusuz; planlama dediğimizde bunun içinde bir bütçeleme gereğini de ifade ediyor olmamız gerekir. Eğer girişeceğimiz bir faaliyete ilişkin bir planımız yoksa bu gemisiz pusula veya el fenersiz gece yolculuğu gibi olur. Nereye gideceğimizi, neyi ne kadar başardığımızı bilemeyiz. Aynı şekilde bütçe yapmaksızın yola çıktığımızda elimizdeki kaynakları doğru ve ölçülü bir şekilde kullanmamız mümkün olmaz. Özetle; küçük işletme için yeni bir faaliyet konusu, aynı zaman yeni plan ve bütçe anlamına gelir.
Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Değişim doğanın ve insan yaşamının ayrılmaz faaliyetlerinden birisidir. Bir işletme için değişimin anlamlarından birisi sürekli iyileştirmedir. Bu nedenle iş sahibinin ve yöneticisinin sürekli görevlerinden birisi iş ortamında ve iş yapma biçimlerinde iyileştirme fırsatları aramak, bunu planlamak ve bütçelemektir. Böylece işletme kendi geleceğine hazırlanmış olur.
Akıllı Ol, İyi Yaşa…
Bir işletme, iş sahibinin yaşamı için bir araçtır. Buradan sağlayacağı gelirle kendi yaşamını kurar ve sürdürür. Ama işletme, bir insanın tüm yaşamı değildir. İşi yaşamın tamamını ‘işgal eder’ hale getirmemek gerekir. Örneğin işi yüzünden tatil yapamayan bir iş sahibinin şartlarının iyiliğinden söz edemeyiz. Akıllı işletme sahibi verimli çalışmaya bilir; kendisine, ailesine, yakınlarına, ilgi alanlarına ve dinlenmeye zaman ayırır. Bunu yaparken işi ve iş dışı zamanı arasındaki dengelere özen gösterir.
“Öyle çok iş var ki, dinlenmeye zaman yok” diyen bir iş sahibinin işletmesinde ya da iş yapma modelinde kesinlikle sorun(lar) vardır. Akıllı küçük işletme sahibi çalışmayı da, dinlenmeyi de bilir.
Küçük ve mikro işletmeler için son notum şu: Covid-19 salgını, bize müşterinin ortadan kaybolduğu durumlar için ortak kullanılan yerel satış ağlarının önemli ihtiyaç olduğunu gösterdi.
Gürcan Banger