Girişimcilik; pazara bir ürün, süreç veya hizmet sunan iş kurma sürecine verilen isimdir. Girişimci pazarda bir fırsat görerek kendi kabul, varsayım ve yargıları çerçevesinde bu fırsatı değerlendirmek üzere yola çıkar. Bir başka şekilde söylenirse; girişimcilik, mal veya hizmet üretimi için üretim faktörlerinin bir araya getirilmesi ve pazardaki fırsatların yeni değerlere dönüştürüldüğü kuruluşun oluşturulmasıdır. İş kurma sürecini başlatırken girişimci, bir iş planı hazırlar; gerekli sermayeyi ve insan kaynağını tedarik eder; diğer uygun kaynakları bulup hazır hale getirir. Sonuçta da elde edilen başarı veya başarısızlıktan sorumlu olur. Bilindiği gibi; girişimci tarafından kurulan işletmenin yarattığı değer pazardaki müşterilerin sorunlarının çözümüne veya ihtiyaçlarının tatminine yönelik ürün ve hizmetler kendini ortaya koyar.
Teknolojik girişimcilik bilim ve teknolojinin ne şekilde değere dönüştürüleceğine odaklanan bir girişimcilik türüdür. Teknik araç, donanım ve yöntemler kullanılarak teknik, davranışsal veya örgütsel inovasyonun nasıl gerçekleştirileceği ile ilgilenir. Her dönemin kendi şartlarına uygun teknoloji firmaları olsa da, Bilgi Ekonomisi Çağı’nda ileri teknolojiler üzerine odaklanarak kurulmuş firmaların farklı yaklaşımlara sahip olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin girişimcilerin yaşadıkları eğitim – öğretim süreçleri geleneksel iş kuruculara göre ayırt edici farklılıklar gösterir. Teknolojik girişimcilik konusunda yapılan bilimsel araştırmalar ile bunların sonuçlarını yayınlayan kitap ve makaleler bu girişimcilik türünün geleneksel olana oranla farklılıkları olduğunu doğruluyorlar. Bu bağlamda teknolojik girişimciliğin yüksek potansiyelli, teknoloji yoğun ticari fırsatları tanıma becerisi olan bir iş liderliği tarzı olarak tasvir edildiğini izliyoruz. Ayrıca bu girişimcilik türünün yetenek ve sermaye kaynaklarını bulup derleme, yüksek büyüme hızı sağlama ve ilkeli karar verme becerileri kullanarak belirli riskleri alma gibi özellikleri olduğu ifade ediliyor.
İleri Teknoloji
Teknolojik girişim firmaları fen ve mühendislik dallarındaki büyük ilerlemelerden yararlanırlar. Bu işletmelerde ileri teknoloji olarak ifade edilen çerçeve; enformasyon teknolojilerini, elektroniği, yaşam bilimlerini ve biyoteknoloji alanlarını içine alır. Bir başka farklılık olarak; bu tür girişimcilikte firma liderleri hızlı büyüme tutkusuna sahiptir. Teknolojik girişimcilik konusunda bir sıkıntı özellik (durum) ise bu iş kurma türünün dünyada gözlenen başarılı örneklere fazlaca bağlı olarak değerlendirilmesidir. Bu bağlamda çoğu zaman –haksız olarak– teknolojik girişimcilik kavramı ile sadece bilişim, iletişim ve İnternet (BİT) temalı iş kurma örnekleri anlaşılmaktadır. Hâlbuki ileri teknoloji ve teknolojik girişimcilik kavramları bilişim – iletişim teknolojilerinden (BİT’ten) çok daha fazlasını, çeşitlisini ve derinini ifade eder. Bu nedenle ileri teknoloji kavramını ‘BİT-olan’ ve ‘BİT-olmayan’ olarak iki ayrı bölüm halinde kavramak yararlı olacaktır.
Günümüzde BİT olarak isimlendirilen ileri teknoloji bölümünün bilişim, iletişim ve İnternet temalı donanım ve yazılım unsurları ile bu alanlardaki gelişmelerden oluştuğunu biliyoruz. BİT-olmayan bölüm ise araştırmacılar tarafından önem derecesine göre ikiye ayrılıyor. ‘En yüksek değerli ileri teknoloji’ alanları arasında farmakoloji, tarım kimyasalları, biyoteknoloji, mikro elektronik, (karbon tabanlı küçük molekül ve polimerlerden yararlanan) organik elektronik, fotonik ve aydınlatma, ölçme cihazları, sensörler, medikal aygıtlar ile nano araçlar yer alıyor. BİT-olmayan ‘ikinci seviye yüksek değerli teknoloji’ alanları olarak ise özel kullanımlı ve aşırı incelikteki kimyasallar, yüksek performanslı polimerler, iletken polimerleri de içeren plastikler, enerji verimliliği ile makine mühendisliği, otomotiv mühendisliği ve kimya mühendisliği ile ilgili bazı konular ele alınıyor. Bir teknoloji firmasının ‘ileri teknoloji’ sınıfı ve niteliği, hiç kuşkusuz kendi beceri ve yetenekleri yanında onun yaratıp pazara sunacağı ve sonuçta elde edeceği değerin miktar ve verimliliğini de belirleyecektir.
Teknoloji ve Teknik
Üniversiteler ve akademik araştırma merkezleri temel bilimler üzerinden ar-ge (araştırma – geliştirme) yaparak yeni bilgiler üretirler. Buradaki amaç yen, bilimsel bulgular ve bilgiler oluşturmaktır. Diğer yandan endüstriyel kurum ve kuruluşlar ise ar-ge alanında belli bir sonuç elde etmek üzere faaliyet gösterirler. Sınai işletmelerin ar-ge faaliyetlerinden beklentileri değer yaratmak (ürün, hizmet veya süreç oluşturmak) üzerine kurgulanmıştır.
Kurumsal büyüklüklerine ve ar-ge konusuna verdikleri öneme bağlı olarak; işletmelerde gerçekleşen ar-ge faaliyetleri temel araştırma, uygulamalı araştırma, geliştirme ve teknik hizmetler olmak üzere sınıflandırılabilir. Firmalar bu dört kalem ar-ge işlerinin tümünü bünyelerinde bulundurabildikleri gibi bazılarını işbirlikleri aracılığıyla dış kaynaktan tedarik ederler. Ar-ge’nin çeşitlenip derinleşmesi daha nitelikli ve karmaşık ürün, hizmet ve süreçlerin oluşmasına neden oluyor. Ar-ge fonksiyonuna bağlı olarak yaratılan karmaşık özellikli, yeni, inovatif ürün, hizmet ve süreçler bunlara ilişkin verilecek teknik hizmetler nitelikli eğitim – öğretim konusunu biteviye gündeme getiriyor. Özetle; ar-ge odaklı endüstriyel işletmeler için insan kaynağının sürekli olarak yeni bilgi ve becerilerle donatılmış halde tutulması ihtiyacı oluşuyor.
Teknolojik girişimcilik bağlamında söz konusu olan teknoloji; araçlar, mallar ve hizmetler üretmek için gerekli yol-yordam ve araçlar hakkındaki bilgi, deneyim ve kültür toplamını ifade eder. Teknoloji; araçlar ve yol-yordam üzerine uygulamaya yönelik kültür unsurlarından oluşan bir sistemi ifade eder. Teknik ise teknolojinin uygulanabilir bir unsurunu simgeler. Dolayısıyla teknolojik küme çok sayıda teknik içerir. Öngörülen amaca ulaşmak için bu tekniklerden yapılan seçkiye (kombine) ise teknolojik uyarlama adı verilir.
Teknik; üretime yönelik bir reçetedir. Basit olarak söylersek bir yemek tarifine benzer, fakat iş adımları ve kriterler –yemek tarifinden farklı olarak– kuşkuya ve farklı anlamaya imkân vermeyecek açıklık ve netlikte, ölçülebilir biçimde ifade edilir. Kurumsallaşmayı belgelendirme düzeyinde gerçekleştirmiş olan kuruluşlarda teknikler yazılı kültür halindedir. Ama kurumsal kültürün tamamını yazılı hale getirmek mümkün olmadığı gibi firmada kullanılan bit tekniğin tüm unsurları dokümante edilmiş olmayabilir. Örneğin bir kuruluşta bir kurumsal kültür unsurunun varlığını –yazılmamış olduğu halde– hissedersiniz. Buna gizil veya gömülü kültür diyebiliriz. Bu kültürü oluşturan enformasyon, ritüeller ve alışkanlıklar vardır ve oradadır. Teknoloji de –sonuçta bir kültür olması nedeniyle– buna benzer bir görünüm verebilir. Bunu gizil veya gömülü teknolojik kültür (veya teknolojik kültürel unsur) olarak isimlendirebiliriz.
Gizil Teknolojik Kültür
Bir teknoloji firmasının en değerli varlıklarının başında bilgili, becerili ve deneyimli insan kaynağı gelir. Firmanın gizil teknolojik kültürü bir kurumsal kaynak olarak bu nitelikli çalışanlar tarafından sergilenir, uygulamaya konur. Gizil kültür firmanın rekabet üstünlüğünü oluşturan temel (çekirdek) uzmanlıklardan birisidir. İnsan kaynağı strateji ve politikalarını yetkinleştirmemiş firmalar gizil teknolojik kültürün taşıyıcısı ve uygulayıcısı olan insan kaynağını kolayca kaybedebilirler. Bu da hem temel yetenek hem de rekabet üstünlüğü kaybı anlamına gelebilir.
Kurumsallaşma gizil teknolojik kültürü –tümü dokümante edilemese de– yazılı kurum kültürü haline getirmenin yollarından birisidir. Teknoloji firmasının esnek ve çevik yapısını bozmadan başarılabilecek kurumsallaşma ile insan kaybı ile yetenek, beceri ve gizil teknolojik kültür kaybının belli oranda önüne geçilebilir. İşin diğer kısmı ise sağlam insan kaynağı strateji ve politikalarına sahip olabilmektir.
Temel Yetkinlik
Temel (çekirdek) yetkinlik, pazarda bir firmayı diğerlerinden ayırt etmeyi sağlayan, çok sayıda kaynak ve becerinin uyumlu bileşimidir. Temel yetkinlik, öncelikle çeşitli pazarlara erişimi mümkün kılar. İkincisi; son ürünün yararlarının müşteriler tarafından algılanmasına katkı yapar. Üçüncü olarak; ürünün rakipler tarafından taklit edilmesini zorlaştırır. Örneğin pazarda herhangi bir ürünü çok yüksek sayılarda, seri olarak üreten firmalar bulunmasına rağmen –özellikle kalıp gerektiren işlerde– farklı özelliklere sahip düşük sayıda ürünü hızlı ve kaliteli biçimde tasarlayıp üretebilen butik firma bulmak zordur. Böyle bir temel yetkinliğe sahip bir butik firma pazarda katma değerli, seçkin bir yere sahip olabilir.
Temel (çekirdek) yetkinlik, bir işletmenin inovasyon yeteneği açısından önemli bir değişkendir. Böyle bir nitelik sayesinde söz konusu işletme rakipler karşısında rekabet üstünlüğü potansiyeline sahip olur. Karmaşık teknolojik eylemleri insan kaynağının becerileri ve süreçlerle uyumlu hale getiren; ekosistemde müşteriler, tedarikçiler, ar-ge kuruluşları veya pazarlama – satış ortakları ile işbirliği yapabilen; operasyonel çeviklik ve benzersiz iş deneyimleri geliştirebilen firmalar bunların sonucu olarak temel yetkinlik sahibi de olurlar.
Beceri, yetenek ve teknolojilerden farklı demetler halinde oluşan temel yetkinlikler değişime açık, dinamik uzmanlıklardır. Örneğin bazı teknolojilerin gelişmesi veya kimilerinin gerileyip demode olması firmanın temel yetkinlik(ler) düzeyini –buna bağlı olan rekabet üstünlüğünü– etkiler. Temel yetkinlikler sadece teknolojik temalı olmayabilir. Teknolojik – olmayan (yönetim veya icra tarzı gibi) temel yetkinlikler firmanın kendi yaşam döngüsünün hangi aşamasında olduğuna veya firmayı saran ekosistemin durumuna göre farklılıklar gösterir.
Bilim ve İnovasyon
Firmalar teknolojik gelişimlerini sağlamak üzere bilime yönelmeli ve bilimden yararlanmalı mı? İnovasyon tarihi incelendiğinde bilimsel bilginin oluşturulması ile bunun pazarda inovasyon olarak gerçekleşmesi arasında zaman farkı olan çok sayıda örnek bulunabilir. Kimi ürün, hizmet veya sürecin inovasyon olarak pazara çıkmasından çok uzun zaman sonra konuya ilişkin bilimsel bilgi üretilmiştir. Bilimsel bilginin inovasyona dönüşmesinin yıllar aldığı örnekler de bulabiliriz. Teknolojik girişimci açısından baktığımızda önemli olan, inovasyonun nasıl işlediği değil; gerçekleştirilen yeniliğin kazanca dönüşmesidir. Teknolojik girişimci bilimsel bilgi üretmek yerine –yaşam çevresine, topluma ve insan karşı sosyal sorumluluk bağlamı göz ardı edilmemesi şartıyla– bunun sonuçlarını kullanmayı ve kazanç elde etmeyi hedefler.
Diğer yandan teknolojik girişimcinin bilimsel bilgi yerine ‘kazanç üreten yeniliğe (inovasyona)’ yönlenmesi, onun bilim alanının dışında kalması anlamına gelmez. Girişimci –kendi ekonomik veya kurumsal ölçeğine bağlı olarak– üniversitelerle, bilimsel kuruluşlarla ve teknoloji araştırma kurumları ile işbirliği halinde ortak çalışmalar yapabilir. Bu tür işbirlikleri için devlet de çok farklı mekanizmaları ve kaynakları girişimcilerin yararlanmasına sunmaktadır.
Kişisel olarak –teknolojik girişim de olsa– bir ekonomik işletmenin pazardan katma değer elde etmeye odaklanması kanaatindeyim. Diğer yandan bilimsel ve teknolojik bilgiden uzaklaşmanın teknolojik girişimi sıradanlaştırıp geleneksel işletmelerle olan kritik farklılıklarını yok ettiğini biliyorum. Diğer yandan teknolojik girişimci geliştirmeyi araştırmadan, mühendisliği bilimden doğru ayırt etmeyi bilmek zorundadır. Teknolojik girişimci firmanın durduğu yer ağırlıklı olarak geliştirme ve mühendislik odaklıdır.
Gürcan Banger