“Sadık müşterinin velinimetimiz” olduğu bir geleneksel dönemden iş dünyasının acımasız kurallarla işlediği yeni zamanlara doğru yol alıyoruz. Küresel gelişmeler hızla yerel dünyamıza da yansır oldu. Yüksek kâr oranları ile çalışılan dönemlerde daha az verimli projelerle de yetinebiliyordu işletmeler. Düşük değer üreten bir proje, daha yüksek değerli olan bir başkası tarafından desteklenebiliyordu. Şimdi iş aslanın ağzında… Kâr oranları düştü. Rekabet arttı. Rakiplerin elinde verimlilik adı verilen çok ciddi bir silah var. Bu nedenle yeni dönemin iş, değer ve kâr kavramlarını farklı tanımlamak zorundayız. İster istemez…
Bu dönemde yönetim uzmanlarının net bir tavsiyesi var. Sadece yüksek katma değer üreten projelere (iş konularına) yönelmemizi öneriyorlar. Çok iş, çok müşteri, yüksek ciro yerine az proje, yüksek katma değer ve yüksek karlılığın, proje seçiminde ilk ölçüt olması gereği vurgulanıyor. İş akışı ve iş-zaman planlaması, nakit akışı, bütçeleme yapılmayan pek çok işletmemizde bu tür akılcı projelere seçimlerinin ne denli sağlıklı yapılabileceği, tabii ki cevaplanması gereken bir başka soru.
Bugün “kurtlar sofrası” tanımlanabilecek iş ortamında dikkat edilmesi gereken iş unsurlarından bir diğeri ise müşteriler… Yönetim uzmanlarının bu konudaki önerileri, yüksek katma değerli proje seçimini hatırlatıyor. Eğer işletme bir müşteri veri tabanı varsa (ki olmalı) bu veri tabanında müşterilerin sınıflandırılması, işletmede karlılığın artırılması yönünde olumlu katkılar koyabilir. Örneğin işletme açısından önemli ve değerli müşterilerle daha yoğun ilgilenmek, zamanı ve insan kaynaklarını daha etkin kullanmak anlamına gelebilir. Tabii ki, sonuçta işletmenin verimliliği ve kârlılığı artacaktır.
Yeni iş modellerindeki temel anlayışın, etkinlik ve verimlilik üzerine kurulmuş olduğunu fark etmişsinizdir. İşletme karlılığını artıran projeler, yüksek katma değer üretilen müşteriler gibi… Bu yaklaşımı, işletme içinde yapılan işlere (genel iş modeline) de uygulamak gerekli. Şirketin ekonomik ve sosyal göstergelerini olumlu etkilemeyen işlerden uzak durmalı. Özellikle angarya olarak isimlendirebileceğimiz iş türünü, kesinkes işletme gündeminden çıkarmalı. Mevcut bilişim ve iletişim aygıtları ile yapılabilecek işleri, geleneksel yöntemlerle yapmaya çalışmamalı. İnsanlar gibi işletmelerin de ömürleri var. Söz konusu ömür, işletmenin bazı özellikleri ile değişiyor. Gelecekte de var olmaya önem veren işletme, daima değişimi işaret eden zamanın ruhunu anlamak zorunda.
Verimlilik, bir sistemin çıktısı ile girdisi arasında orandır. Örneğin tarlaya 100 kg buğday ekip 110 kg ürün alıyorsanız, buradaki verim yüzde 110’dur. Bir işletmenin verimlilik göstergelerinin başında o işletmenin ürettiği katma değer, örneğin kârlılığı gelir. Yüksek nitelikli (kaliteli) projeler yapıp yüksek getiriler elde etmek isteyen bir işletmenin tüm unsurlarının çağın gereklerini uygun verimlilikte olması gerekir.
Bu dönemde işletmeler için değişen önemli fonksiyonlardan bir diğeri, insan kaynakları yönetimi. İşletmecilik disiplinin önceki dönemlerinde personel yönetimi olarak isimlendirdiği bu konu, şimdi çok daha gelişmiş unsurlara sahip. Bir örnek vermek isterim. Eski personel yönetimi yaklaşımında bir iş pozisyonu için onun verileceği kişinin özelliklerine bakılırdı. Eğer ilgili kişinin özellikleri yüksek ise görece daha yüksek bir ücret belirlenirdi. Yeni insan kaynakları yaklaşımında ise kişi yerine iş pozisyonunun özellikleri belirleniyor ve kişinin değil, o pozisyonun gerektirdiği ücret belirleniyor. İlgili iş pozisyonuna talip olan kişi, zaten o işin gerektirdiği altyapıya sahip olmak zorunda. Uzmanlar, geleceği yakalamak isteyen bir işletme için insan kaynakları yaklaşımının başka unsurları da içermesi gerektiğinden söz ediyorlar. Örneğin bir iş için yabancı dil bilmek ve işletme dalından mezun olmak istenebilir. Ama bu özellikleri sahip iki kişinin yetenekleri birbiri ile aynı olmayacaktır. Bir kişi, hızla kendisini geliştirirken bir diğerinin iş yaşamına bakışı daha durağan olabilecektir. “Başarılı olmak isteyen işletmeler o işe uygun, en yetenekli kişilerle çalışmalıdırlar” diyor yönetim guruları. İşletmede çalıştırmak üzere seçim yaparken yetenekli insanların işe alınmasına, onların yetenekleri ve gelişme becerileri çerçevesinde yükselmelerine özen gösterilmesi gereğinden söz ediyorlar. Tabii hak ettikleri ücreti almalarından da…
Gürcan Banger