Bir işletmenin değer zinciri içinde tasarım, ar-ge, ür-ge, mühendislik ve yönetim gibi süreçlerin önemi giderek artıyor. Bu nedenle bu tür fonksiyonları gerçekleştiren nitelik personelin önemi de buna bağlı olarak yükseliyor. Bu noktada bir işletme yönetiminin karşısına çıkan sorunlardan birincisi bu nitelikli personelde yüksek verim alınmasıdır. İkincisi ise nitelikli çalışanların işletmede kalıcılığının ve sürekliliğinin sağlanmasıdır. Yapılan araştırmalar işletmede bu türden personelin kalıcılığının çalışma ortamı (işyeri) şartları ile doğrudan ilgili olduğunu gösteriyor. Örneğin 2000’li yılların başında ABD’de yapılan bir çalışmada işyerinden ayrılmayı planlayanların sayısının çalışma ortamından tatmin olanların olmayanlara oranla yüzde 25 oranında daha az olduğu görülmüş. İyi çalışma ortamı şartları nitelikli çalışanı işyerinde kalıcı olma yönünde motive ediyor. Bu gerçeğe bağlı olarak yenilikçilik (inovasyon) kavramını bir kez daha farklı bir alanda, yenilikçi (inovatif) çalışma ortamını tanımlamak üzere kullanıyoruz.
Kalıcılığın Faktörleri
Nitelikli personelin işyerinde kalıcılığı konusunda yapılan çalışmalar, bu kişilerin kriterlerini birincil ve ikinci olmak üzere iki ayrı grupta topladıklarını gösteriyor. Birincil faktörler arasında teknoloji, depolama alanı, iklim denetimi, mekân sakinliği ile ayarlanabilir ve uyarlanabilir mekân kullanım şartları geliyor. Çalışanların görece daha az etkilendikleri ikinci unsurlar ise kişisel aydınlatma denetimi, ergonomik donanım, dış pencerelere yakınlık, çalışma yerinin mahremiyeti ve görsellik olarak ifade edilmiş.
Çalışma ortamı stratejilerini konu alan 2005 tarihli bir makalede ise şöyle değerli bir tespit yapılıyor: “Geçen yarım yüzyılda şirketlerin sağladıkları çalışma ortamları gelişen iş dokuları ile uyuşmadı. Bu da çalışanların tüm potansiyellerini yansıtmalarını engelledi.” Benzer konularda yapılan başka araştırmalar aydınlatma, ergonomi ve sakinlik gibi konularda kötü örnekler oluşturan işyerlerinin çalışanların fiziksel sağlıkları ile zihinsel başarılarını olumsuz etkilediğini gösteriyor. Sonuç olarak çeşitli nedenlerle devamsızlık, çalışan tatminsizliği, kötü ürün çıkışı ve müşteri memnuniyetsizliği oluşuyor. Gene bu tür araştırmalar mekân, sistemler, mobilya ve teknoloji konusundaki başarısız uygulamaların şirket performansına olumsuz yansıyacak uzun dönemli etkileri olabiliyor. Diğer yandan kötü çalışma ortamının varlığının işletmede operasyonel giderlerin artışına neden olduğu da araştırmalarla tespit edilmiş.
Birincil ve İkincil Unsurlar
Çalışanların işyeri şartlarını değerlendirdikleri birincil kriterler arasında ilk sırayı teknoloji alıyor. Etkili ve verimli çalışma için doğru teknolojik araçların ve desteği sağlanması durumu işyerinde kalıcılığı belirleyen unsurlardan birisi olarak ortaya çıkıyor. Yapılan araştırmalarda gene birincil önemde bulunan konulardan bir diğeri çalışma masasına uygun yakınlıkta bir depolama imkânının varlığı şeklinde ifade edilmiş. Çalışan açısından işi için uygun olan (havalandırma, sıcaklık ayarlaması gibi) iklimleme şartlarını denetleyebilmesi bir başka önemli kriter olarak ortaya çıkıyor. Gürültü ve rahatsız edilme gibi dış etkenlerden uzak ve sakinlik şartlarına sahip çalışma ortamları personelin işyeri ve kendi kalıcılığı konusunda görüşleri üzerinde birincil derecede etkili oluyor. Mekânı kişiselleştirme ve özelleştirmenin bir çalışan üzerindeki etkileri konusunda hepimizin gözlemleri olmuştur. Personelin çalışma ortamı konusunda izlenimlerini oluşturan bir diğer kriter ise çalışma mekânının ayarlanabilir ve uyarlı olması olarak belirtilmiş. Çalışanlar kendi işlerine uygun olarak bulundukları mekânı ve ilgili donanımı düzenleme imkânına sahip olmak istiyorlar.
Çalışanlarla yapılan görüşmeler, personelin ikincil olarak ifade ettikleri başka kriterlere de işaret ediyor. Örneğin kişisel aydınlatma denetimi, fiziksel rahatlık ve kolaylığa yönelik ergonomik teçhizat ve sandalye kullanımı bunlar arasında belirtiliyor. Ayrıca doğal ışık alan manzaralı pencerelere yakınlık, çalışma ortamının profesyonel bir atmosferde görselliğe sahip olması istenen şartlar arasında ifade ediliyor.
İşyerinde İnovatif Çalışma Ortamı
Bir işletmenin kalıcı, sürdürülebilir ve başarılı olması için vizyon, misyon, stratejiler, plan ve programlar gibi olgulardan söz ediyoruz. Firmanın beceri, yetenek ve yetkinliklerinin önemini dile getiriyoruz. Bunların tamamını yaşadığımız çağ itibariyle inovasyona, tasarıma, çevikliğe, hıza ve verimliliğe bağlıyoruz.
Genelde işyerindeki çalışma ortamı ve şartları bu düşünce sürecinin dışında kalabiliyor. Hâlbuki çalışma ortamı konusunda yapılan çalışmalar buralardaki durumun olumlu veya olumsuz olarak etkililiğe, verimliliğe ve yenilikçiliğe yansıdığını gösteriyor. Başarılı çalışma ortamları ancak yöneticilerin, tasarımcıların ve çalışanların iş ortamının geliştirilmesi ve düzenlenmesinde birlikte çalıştıkları durumlarda ortaya çıkıyor. Özellikle inovasyon sadece düşünsel becerilere dayalı bir olgu olmayıp çevre şartları tarafından da doğrudan etkileniyor.
Yenilikçi Çalışma Ortamı
Yenilikçi çalışma yerleri maliyetin etkili kullanıldığı, esnek ve sürdürülebilir çalışma ortamlarıdır. Bu yerler kurumsal değişimi ve birlikte çalışmayı destekleyici etkiler yaparlar. Yenilikçi işyerinin hedefinde yüksek performansa odaklanmışlık vardır. Böylece çalışanların verimliliği üst düzeye çıkarken uzun dönemli işletme giderlerinde de azalma meydana gelir.
Geleneksel bakış açıları ile yenilikçi bir çalışma ortamı oluşturmak pek muhtemel görünmüyor. Yenilikçi çalışma mekânlarının düzenlenmesi ortamın duyusal ve zihinsel boyutları konusunda yeni düşünme yaklaşımlarını zorunlu kılıyor. Bu yeni yaklaşımlarda çalışanların, mekânın ve teknolojinin işletmenin (ya da ilgili firma bölümünün) kurumsal iş yapma biçimini yenileyecek şekilde birbirine eklemlenmesi gerekiyor.
Kurumsal stratejiler doğaları gereği işletmenin tamamını etkiler. Bezer mantıkla çalışma mekânı düzenlemesinin de bütünsel bir öz içermesi gerekir. Mekânsal düzenleme; işletme stratejileri, kısa – orta – uzun dönem maliyetleri ve bu mekânları kullanan çalışan performansı ile bütünleşmiş olmak durumundadır.
Değişen Çalışma Şartları
Son yıllarda iş kültürünün önemli parçaları haline gelen kavramlar var. Örneğin bunlardan bir tanesi çokkültürlülük… Küreselleşmenin de etkisiyle farklı ulusal, etnik, kültürel, inançsal veya cinsel kimliğe sahip bireyler aynı ortamlarda daha fazla çalışır hal geldiler. Bu yönelimin yükselmesi bekleniyor.
Bir başka yönelim olarak her örgütsel yapı içinde katılımcılık daha fazla istenen bir nitelik haline dönüştü. Bir yandan çalışanların karar ve iyileştirme süreçlerine daha fazla katılımı isteniyor. Diğer yandan ürün ve hizmetlerin geliştirilmesinde müşterilerin doğrudan süreçlere katılımları arzulanıyor. Değişik insan unsurlarını bir araya getirmeye çalışan bu yaklaşım ifadesini yönetişim kavramında buluyor. Dolayısıyla çalışma ortamının mekânsal ve teknolojik düzenlenmesi de doğal olarak bir çokkültürlülük, katılımcılık ve yönetişim konusu olarak karşımıza çıkıyor.
Çalışma yerinin mekânsal düzenlemesinde bundan etkilenecek olan tüm unsurların (örneğin iş sahibinin ve/veya yöneticilerin, bina malikinin, çalışanların, müşterilerin, tasarımcıların, konuyla ilgili teknik hizmet sağlayıcıların) geliştirme sürecine olabildiğince doğrudan katılımı gerekiyor. Hiç kuşkusuz; böyle bir yaklaşım her unsuru toplam oyunun bir katılımcısı yapacak ve memnuniyet düzeyini yükseltecektir.
İnovatif Çalışma Ortamı Nasıl Olmalı?
İnovatif (yenilikçi) çalışma ortamının, kurumsal değişimi desteklemesi ve birlikte çalışma için uygun ortam yaratması beklenir. Aynı zamanda çalışan performansını artırırken uzun dönemli maliyetleri de düşürmesi hedeflenir. Bu beklentilerin karşılanması için iş yapma ortamının bazı özelliklere sahip olması gerekir.
Yenilikçi çalışma ortamı için istenen özellikler listesinin başında esneklik gelir. Kolayca yeniden düzenlenebilen altyapı unsurları ve mobilyalar, hareketli depolama birimleri, modüler duvarlar ve bağlantısız çalışma düzeyleri bu özellik için sayılabilecek örneklerdir. Bu çerçevede elektrik ve bilgisayar tesisatları ile havalandırmanın kolayca erişilebilir ve ayarlanabilir olması istenir.
Esneklik konusu, sadece fiziksel donanımdan ibaret değil. Yenilikçi çalışma ortamı, çalışanlara esnek zaman kullanımı, iş paylaşımı, bilişim – iletişim olanaklarını kullanarak uzaktan çalışma, kişilerin en verimli oldukları şartlarda iş görmeleri gibi konularını da dikkate almalıdır. Sonuçta bir yandan zaman, emek ve kaynak olarak israfın azalması ile çalışma performansı artarken diğer yandan çalışan tatmini ve iş-yaşam değesi de oluşmalıdır.
Günümüzün iş dünyasında bir kişinin veya kuruluşun değerini ifade eden göstergelerden birisi, ilişkili (bağlantılı) olduğu kişi ve kuruluş sayısıdır. Bu kavram, bağlantılılık olarak dile getiriliyor. Bunun altyapısı ise herhangi bir noktadan sağlam bir iletişim sistemi anlamına gelir.
Mekân, insanın kendini anlamlandırdığı bir iklimdir. Bu nedenle iş ortamının çalışana kimlik, imaj, amaç, adanma ve övünç olanakları sunması beklenir. Çalışana şöyle bir soru sorabilirsiniz: “Bireysel çalışma mekânını başka insanlara övgüyle anlatır mısın?” Sorunun “Hayır” şeklindeki cevabı, iş ortamının çalışanda bir mekân duygusu oluşturmadığı anlamına gelir.
İş mekânı, çalışma amacıyla düzenlenmiş bir ortamdır. Ama bu gerçek, çalışma ortamının insanlara dinlenme ve iyi zaman geçirme imkânı tanımayacağı anlamına gelmez. Bu nedenle iş mekânının çalışanlara gayri resmi iletişim ortamı, yeme-içme ve spor ile TV izleme gibi imkânlar (ya da benzerlerini) sunması olumlu etkiler yaratır. Soğukluk yaratan sıradan çalışma iklimini doğal ışık ve canlı renklerle motivasyona çevirmek toplam performans açısında iyi katkılar yapar.
Bir çalışma mekânı, iş saatleri boyunca çalışanın gözaltında tutulduğu bir nezarethane değildir. Çalışanın iş süresince sağlanması gereken bazı fonksiyonel ihtiyaçlarının tatmini söz konusudur. Örneğin mahremiyet, doğal gün ışığı ve çevre görünümü bunlardan bazılarıdır. Günümüzde sıklıkla tanık olduğumuz dış dünyadan yalıtılmış çalışma mekânlarının, kişilerin performansını olumsuz etkilediği araştırmalarla bilinmektedir.
Kolaylık ve Sağlık Konuları
Çalışma ortamında ısının ayarlanabilmesi, havalandırma ve aydınlatma yapılabilmesi, ses şartlarının iyiliği ve mobilya sistemlerinin kullanışlılığı, nitelikli ve verimli iş performansı için gerekli görülüyor. Eğer bu sayılanlar konusunda çalışan şikâyetleri oluşuyorsa, bu durum aynı zamanda performans düşüşü anlamına gelir.
Son olarak; çalışma mekânı, insan sağlığına dikkate alan bir ortam olmak zorundadır. Maddi kirleticilerle işitsel (ve manyetik) gürültüden arındırma için önlemler alınmış olmalıdır. Temiz havaya, ışığa ve suya erişim kolaylığı sağlanmalıdır. Sağlıklı işyeri için sağlıklı mekânlar vazgeçilmezdir. Bunların (en azından olabilen ölçülerde) sağlanamadığı çalışma ortamı şartlarında; performans, yaratıcılık ve yenilikçilik beklemek büyük ölçüde hayal sayılır.
Gürcan Banger