Girişimci, mal ya da hizmet üretmek veya pazarlamak üzere kâr elde etmeyi hedefleyen –ama aynı zamanda zarar riskini de göze alan– elindeki kaynakları yatırıma dönüştüren kişidir. Bu çerçevede girişimcilik; bir işletmenin kurulması, yönetilmesi, üretim ve pazarlamaya ilişkin risklerin üstlenilmesi gibi bir işin oluşturulması ve işletilmesine yönelik faaliyetler bütünü olarak tanımlanır. Ekonomik girişimin amacı, gelir ve katma değer (kâr) elde etmektir. Bir işletmenin kalıcılığı ve sürdürülebilirliği, bu iki unsurla yakından ilgilidir.
Teknoloji İşi
Diğer yandan teknolojik girişimcilik, bir iş liderliği tarzıdır. Yüksek potansiyele sahip teknolojiye duyarlı iş fırsatlarını görmek, tanımak ve anlamakla ilgili bir konudur. Yüksek potansiyel kavramı, sürdürülebilirliği olan katma değeri yüksek bir pazar ve müşteri yapısı anlamına gelir. Hızlı büyüme imkânlarına sahiptir. Teknolojik girişimcinin başarısı; bu pazarın gerektirdiği yetenekleri, kaynakları ve gerçek zamanlı becerileri bulup örgütlemekle yakından ilgilidir.
Sektörler, bulundukları bölgeye ve zamana bağlı olarak bazı başlangıç fırsatlarına veya tehditlerine sahiptir. Örneğin; kolayca girilebilen geleneksel sektörlerin pek çoğunda kâr (katma değer) oranları düşüktür ve pazar payı elde etmek zordur. Diğer yandan teknolojik girişime konu olan pazarlar yenilikçi özelliklidir; buralarda sert rekabetle karşılaşma ihtimali daha düşüktür. Bu nedenle de yeni ve küçük girişimcilere fırsatlar yaratma potansiyelini içinde taşır. Hiç kuşkusuz; teknoloji pazarlarının da eskimiş ve görece geleneksel hale dönüşmüş olanları vardır. Burada vurgulamak istediğim şey; pazar türünde, özellikle inovasyonun (yenilikçiliğin) öne çıkması durumudur.
İyi Pazar, İyi Fırsat
Çekici bir iş fırsatının bazı özelliklerini sayabiliriz. Öncelikle bu pazar ve fırsat, yüksek katma değer oranı sunar. Pazarın ve müşterinin ihtiyacı olan ürün ve çözümleri üretmek için teknik yetenek ve beceriler erişilebilir durumdadır. Ürünün, hizmetin veya iş modelinin korunabilmesi için fikri mülkiyet hukuku ve uygulamaları yeterli ölçüde gelişmiştir. Pazar yapısı, sürdürülebilir rekabet avantajları (üstünlükleri) sunar. Başlangıçta değilse bile, ilerleyen zaman içinde yararlanılması mümkün olan büyükçe bir potansiyel pazar mevcuttur. Bunlardan daha önemli olmak üzere kazanacağı kanıtlanabilir, özgün bir iş modeli geliştirmek mümkündür. Teknolojik girişimciliğe adım atmadan önce, yukarıda sıraladığım pazar ve sektör özelliklerini sınamak –bunlarla ilgili soruları cevaplamak- uygun olur.
Teknolojik girişimciliğe konu olan iş, iki farklı yolla ortaya çıkabilir. Birincisi ‘devrim’ niteliğinde bir değişim ya da inovasyondur. Bu konunun uzmanlarından olan Prof. Clayton M. Christensen, pazarda ciddi farklılaşmaya neden olan bu türden değişimi “yıkıcı (bozucu) inovasyon” olarak isimlendiriyor. İkinci yol ise mevcut bir ürünün, hizmetin ya da iş modelinin evrimleşmesi ile ortaya çıkıyor. Aynı şekilde ‘devrim ya da evrim’ üzerine kurgulanmış teknolojik girişim fikri geleneksel bir pazarda veya tümüyle yeni oluşan bir pazarla ortaya çıkabiliyor. Benzer biçimde söz konusu girişim, mevcut bir ekonomik işletmenin (firmanın, şirketin) bünyesinde oluşabileceği gibi, yepyeni bir işletme olarak da gündeme gelebiliyor.
Teknolojik Girişimcilik ve Vizyon
Girişimcilik; çalışanlarla müşteriler, pazar, finansman ve teknoloji gibi dört farklı riskin dikkate alınmasını gerektiren bir alandır. Başarının anahtarı iş vizyonundadır. Stratejik hedefleri ve icra görevlerini vizyonla sarmalayan işletmelerin, başarı şansı daha yüksektir.
Teknolojik girişimciliğin anahtarları, inovasyon (yenilik) yetenekleriyle donanmış vizyondur ve vizyoner liderliktir. Teknolojik girişim pazarının olurluluk şartlarına, bu iki unsuru da eklemek uygun olur.
Girişimcilik Ortamı
Yüksek potansiyele sahip, yenilikçi, katma değerli ve teknolojiye duyarlı pazarların, teknolojik girişim için uygun olduğundan söz ettim. Bu pazarların bir başka özelliği ise ar-ge, ür-ge ve tasarım gibi alanlarda uzmanlık becerilerine ve yetkinliklere gerek duyması… Bunlara bir diğer ‘gerek şart’ olarak; çekirdek değerler ve doğru misyon çerçevesinde ürüne ve pazara ilişkin stratejiler seti, sağlam vizyon ve vizyoner liderliği de eklemeliyiz.
Yukarıda sıralanan temel değerler; misyon, vizyon, stratejik niyetler önemli olmakla birlikte, teknolojik girişimcilik alanında gözlenen (yaşanmış) kazanımların ciddi oranda yürütmedeki (icradaki) başarılara bağlı olduğu görülüyor. Başarılı icranın sağlanması için nitelikli ve yetkinliklere sahip (‘birinci sınıf’ diyebileceğimiz) bir takım ile uyarlı ve vizyoner liderlik de gerekiyor. Böylece işletmedeki herkesin odaklandığı hedeflerin getirebileceği iddialı bir büyüme oluşabiliyor.
Her ekonominin (ülkenin) farklı iş yapma endeksi var. Bu endeks; o ekonomide yeni bir iş kurmanın, sürdürmenin ve gerekirse o alandan ayrılmanın (çıkış tercihinin) başarısını gösteriyor. Bazı ülkelerde girişimcilik imkânları ve şartları açısından başkalarına göre daha avantajlı ve teşvik edici olabiliyor. Benzer ortam üstünlüklerinden teknolojik girişimcilik alanında da söz etmek mümkün.
Bulunduğumuz dönemde girişimcilik örneklerine baktığımızda, bunların çoğunun geleneksel sektörlerde küçük işletmeler şeklinde gerçekleştiğini görüyoruz. Teknoparklardaki az sayıdaki örneği dışarıda tuttuğumuzda, tekno girişimcilik başarı örneklerinin hiç de fazla olmadığına –üzülerek– tanık oluyoruz.
Diğer yandan ekonomik istikrarsızlık, kamusal desteklerin varlığı ve sürdürülebilirliğindeki sorunlar ve geçmişte yaşanmış krizlerle risk durumları, girişimcileri ürkekleştiriyor. Teknolojik girişim konusunda üniversitelerle sanayi arasında kopuklukları da olumsuzluklar arasında saymak gerekir. Bilim ve teknolojiyi üniversiteye, para kazanmayı ise ekonomiye endeksleyen ‘idari bürokrat kafalarla’ teknolojik girişimin önündeki engeller hiç de şaşırtıcı olmuyor.
Teknolojik girişimcilikte başarıyı yakalamak, genelde kamusal tercihlerin (devletin belirlediği önceliklerin) dışında mümkün görülmüyor. Bu nedenden kaynaklanarak hükümet politikaları ve destek verdiği teknoloji alanlarında yapılan girişimler daha başarılı olabiliyor. Bazı ekonomilerde kamunun destek verdiği –örneğin nanoteknoloji, biyoteknoloji, bilişim-yazılım, enerji vb. gibi– alanlarda yapılan teknolojik girişimler daha uygun bir gelişim ortamı ile karşılaşıyor. Dolayısıyla herhangi bir girişim öncesinde, destek ve önceliklerin hangi alanlarda olduğunu gözden geçirmek girişimcilik başarısı açısından önemli olabilir.
Girişimcilik konusunun bir diğer önemli unsuru da mekânın (yerin) seçimidir. Teknoparkların, kümelenmelerin veya bölgesel yoğunlaşmaların olduğu yerlerde yapılan işyeri tercihlerinin başarıya katkısı olduğunu gözlüyoruz. Teknolojik girişim fırsatlarını belli bir sanayinin bulunduğu; ar-ge, ür-ge, tasarım ve inovasyon konularında sıkıntılar yaşadığı (ya da beklentileri olduğu) bölgelerde aramak doğru bir başlangıç olabilir.
Girişimin yapılacağı bölgede nitelikli insan kaynağı, tedarik zincirinde ihtiyaç duyulan ürün ve hizmetler de dikkate alınmalı. Konuyu verimli toprakların kıraç ortama göre seçkin bitki örtüsüne katkıları açısından değerlendirebiliriz. İyi topraklarda mükemmel bitkisel örnekler… Teknolojik girişimi de buna benzetebiliriz.
Konumlandırma
Değerli ürün ve hizmetlerin üretimi ve pazarlaması, söz konusu olan sektörel işletmelerde konumlandırılma birinci derecede önemlidir. Dolayısıyla hızlı veya ciddi büyüme potansiyeli sahip teknolojik girişimlerde, konumlandırmanın doğru ve sağlam yapılması gerekir. Pazara sunulacak ürün ve hizmetlerin neler olduğu, müşterileri hangi kişi veya kuruluşların oluşturduğu, yaratılan değerin ne olduğu ve kimlerin yararlanacağı dikkatle belirlenmelidir. Aynı şekilde pazarın rekabet şartları ile teknolojik girişimin rekabeti göğüsleme durumu açıklıkla ortaya konmalıdır.
Yukarıda söz edilen bağlamda teknolojinin yaşam çevrimi ve katma değerli işbirliklerinin kurulması, gene ürün ve hizmetlerle girişimin konumlandırılması ile ilgilidir. Teknolojik girişimde başarılı olan kişi ve kuruluşların öncelikle –girişimin varlıkları olarak algıladıkları– vizyon ve fikri mülkiyet konularında iyi kavranmış bir iş kültürüne sahip oldukları görülür. Bu çerçevede kazan-kazan anlayışına uygun olarak sosyal ağlardan mümkün olan ölçüde yararlandıkları gözlenir. Özetle; her iş alanında olduğundan daha da ağırlıklı biçimde müşteri ve işbirlikçi (paydaş, tedarikçi) ilişkilerine önem verilmesi gerekir.
İşi Planlamak
Bir teknolojik girişimin –diğerlerinde de olması gerektiği gibi– ilk adımı iş planı ile başlıyor. “Girişimci, iş fikrinin yapılabilirlik araştırması ile kuracağı işin en doğru ve uygulanabilir modeline ulaşır. Bu aşamada girişimcinin elinde çeşitli kuruluş ve işletme seçenekleri arasından (örneğin işyeri, makine türü ve kapasiteleri, isçi sayısı, hedef kitle, girdiler vb.) girişimcinin özelliklerine ve işletme amaçlarına en uygun olanların seçildiği bir kararlar seti bulunmaktadır. Kısacası yapılabilirlik raporu ile girişimci iş kurma sürecinde yapması gerekenlerin neler olduğuna, çeşitli seçenekleri değerlendirerek karar verir.” (Sanlı, Şahsüvar: 2005)
“İş kurma sürecinde girişimci, iş kurma projesini yöneten bir proje sahibidir. Yapılabilirlik araştırmasında projesinin kapsamı belirlenmiştir. Ancak uygulama aşamasına geçilmesi için bir iş planına ihtiyaç vardır. İşin kurulacağı güne kadar hazırlanan kapsamın ortaya çıkarılması için birçok aktivite sıralı ve önceden belirlenen niteliklerde gerçekleştirilmelidir. Bunun başarılması için girişimciler iş planı hazırlarlar. Bu planın temel amacı, iş kuran girişimcinin, iş kurma sürecinde hangi hedefler için neleri nasıl ve ne zaman yapacağını belirlemesidir.” (age)
Teknolojik Girişim İş Planı
Teknolojik girişimde iş planı, büyümeye aday pazar için zorunlu olan değer üretimini konu alır. Daha önce söz edilen girişimin misyonu ve amacı da iş planında yer alan unsurlardandır. Gene iş planı kapsamında girişimin insan kaynakları (takım) yapısı, geliştirilmesi öngörülen teknolojik çözüm ve iş modelinin ekonomisi yer alır.
Bilindiği gibi; toplam kalite yönetimi (TKY) çalışmaları, müşterinin bize iç ve dış olmak üzere iki ayrı kategoriden oluştuğunu öğretti. İşletmenin ekosistemi içinde kalan insan kaynaklarına ‘iç müşteri’, sistemin dışındaki müşteri ve tedarikçilere ‘dış müşteri’ adını veriyoruz. İş planı da bu şekilde iç ve dış kategorilerden söz eder. İş planının dışsal kullanımı girişim sermayesinin tedarikini, müşteri kazanmayı ve işbirliklerini yaratıp yönetmeyi öngörür. Planın içsel unsurları arasında ise hedeflerin izlenmesi ve bunları izlemekte kullanılan göstergelerin belirlenmesi yer alır. İş planı sayesinde, önceden görülemeyen tehditlerin ve risklerin öngörülmesi mümkün olur. Çoğu zaman girişimin önünde düz bir yol yoktur; ilerlenen istikamet bazı tehditler ve riskler içerir.
Diğer yandan teknolojik girişim –iş planının da tahmin edemediği– tamamen bilinmeyen bir geleceğe doğru yol almak durumunda değildir. Pazarın şartlarına bağlı olarak bazı belirsizlikleri, önceden belirliliğe çevirmek mümkün olabilir. Örneğin teknolojik girişime adım atma aşamasında –“Effectuation” teorisinin üreticisi Saras D. Sarasvathy’nin dile getirdiği gibi– bazı müşteri, tedarikçi ve paydaşlarla ön anlaşma veya protokoller yapılabileceğini düşünebilirsiniz.
Nakit Yönetimi
Bir işletmenin en önemli fonksiyonlarından birisi, nakit yönetimidir. Nakit akışının yönetilmesi ile işletme, finansal yükümlülüklerini karşılama için yeterli nakit sağlar. Bu çerçevede büyüme ve yatırım fırsatlarından yararlanmak için yeterli nakit bulundurulmasına çalışır. Belirli maliyet ve sakıncalarını dikkate alarak, stokundaki nakit tutarının ihtiyacından fazla olmasını sağlar. Nakit yönetiminde hedef, işletmenin en uygun nakit seviyesi ile çalışmaktır.
Nakit akışının yönetimi, ileri teknoloji alanındaki girişimciliğinde önemli unsurlarından birisidir. Özellikle adımlar halinde de olsa bile hızlı büyüme potansiyeline sahip teknolojik girişimcilikte nakit yönetimi için kritik bir fonksiyona sahiptir, diyebiliriz. Ar-Ge, Ür-Ge, tasarım ve inovasyon gibi ihtiyaçlar ile yüksek nitelikli insan kaynağı ile çalışma gerekleri teknolojik girişimde nakit konusunu geleneksel işletmelere göre daha önemli yapar. Başarılı tekno girişimcilerin nakit yönetiminde de başarılı oldukları, gözlenen durumlardan birisidir.
Önemli Varsayımlar
Her girişim, (keza her proje) bazı varsayımlarla yola çıkar. Bu varsayımların bazıları birincil derecede önemlidir; en kısa sürede doğruluğunun ve sağlamlığının sınanması gerekir. Bu varsayımların güvenilirliği, girişimi garanti altına alır. Doğru nakit yönetimi, kritik varsayımların olumsuz etkilerinin girişim üzerindeki yıkıcı etkilerini azaltıcı katkı yapar.
Tekno girişim örneklerinde doğru nakit yönetiminin, riski azalttığı gözleniyor. Nakit akışının doğru yönetilmesi ile girişimin ilerleyen aşamalarında ortaya çıkan fırsatlar iyi değerlendiriliyor, tehditler kolayca ve zarar görmeden savuşturuluyor. Böylece nakit yönetimi, teknolojik girişimci işletmeye istikrar ve stratejik esneklik sağlıyor. Sonuçta yüksek nitelikli insan kaynağı (takım) elde tutulabilirken, aynı zamanda yeni atılımlar için de imkân sağlanıyor. Özetle; gözlenen örneklerle nakit akışı, tekno girişimcilik alanında bir an için bile ters bakiye vermesine izin verilmemesi gereken bir konu olarak dikkat çekiyor.
Finansman Konusu
Teknolojik girişimcilik, konunun önemini kavramış tüm ülke ve ekonomilerde destek bulmaya devam ediyor. Bu bağlamda bu tür girişimlere verilen farklı finansman destekleri var. Bir tekno girişim öncesinde yapılması gereken işlerden birisinin, finansman kaynaklarının araştırılması olduğunu söyleyebiliriz. Söz konusu kaynaklar arasında ilk elde kamunun ve özel sektörün geleneksel girişim sermayesi desteklerini sayabiliriz. Buna melek yatırımcıları, kuluçka merkezlerini, kişisel veya kurumsal fonları ekleyebiliriz. Şekli ve kaynağı ne olursa olsun; iş planı dâhilinde –geri ödeme, faiz, yükümlülükten çıkış gibi– şartlar doğru değerlendirilmek üzere tekno girişimciliğin ilk adımlarından birisi finansman ve destek kaynaklarının sağlam biçimde incelenmesidir.
Bir işletmenin toplam kuruluş finansmanı yatırım ve girişim sermayesi ihtiyacı olarak iki bölümde ele alınır. Diğer yandan kuruluş sermayesi, ihtiyacın tümü değildir. Girişimin ilerleyen aşamalarından yeni finansman ihtiyaçları oluşabilir. Bu nedenle finansman kaynaklarına girişimin ilerleyen bölümlerinde doğabilecek finansal ihtiyaçlar açısından da bakmak gerekir. Bazı fonlar, sadece kuruluş aşamasında destek verir. Diğer yandan yola çıkmış bir girişimin hibe, kredi veya ortalık olarak kaynak sağlayabileceği imkânlar da bulunabilir. Kuruluşta ve ilerleyen süreçte tekno girişimlere verilen destekler finansal olabildiği gibi (finans eşdeğeri) başka şekillerde de gerçekleşebilir. Özetle; teknolojik girişimin finansman boyutu her içerik hem de zamanlama olarak, çok boyutlu ele alınması gereken bir konudur.
İnovasyon, Yaratıcılık ve Takım Çalışması
Eğer teknolojik girişimden söz ediyorsak, bunun yanına eklemlememiz gereken kavram inovasyondur. Teknolojinin ve ilgili kategorideki ürünlerin son derece yüksek hızla değiştiği bir çağda inovasyondan (yenilikten) söz etmeksizin teknolojik girişimcilikten ‘dem vurmak’ mümkün olmaz. İnovasyonla birlikte sepetimiz içinde yer alması gereken diğer kavramlar ise ar-ge, ür-ge ve tasarım olmak durumda…
Diğer alanlarda olduğu gibi teknolojik girişimde inovasyon, bir yaratıcılık ve takım çalışması konusudur. Yaratıcılık ve takımdan söz ettiğimizde, burada içsel olarak ‘birlikte geliştirmeyi’ ima etmiş oluruz. Bazı yaratıcı ürün ve hizmetlerin bulunmasında her ne kadar bireysel çalışmalar etkili olsa da, sonuçta geliştirme bir takım çalışması olacaktır.
Başarılı bir takım çalışması, sadece nitelikli bireylerin bir araya getirilmesi ile oluşmaz. Ayrıca bireylerin yetenek ve yetkinliklerine aşırı derecede odaklanmış bir girişim, kişi odaklı (kişiye dayalı) olması nedeniyle de fazlaca tercih edilmesi istenen bir durum değildir.
İlgi çekici bir takım çalışması için gerekli olan ilk unsur, kişileri birleştiren ve onları birlikte üretmeye teşvik edip heyecanlandıran bir vizyondur. Herhangi bir işletmeninkinden daha önemli olan tekno girişim vizyonuna bağlı olarak strateji ve politikaları geliştirmek mümkün olur. Gene vizyon bağlamında istihdam, ödüllendirme, yetkilendirme, özyönetim ve iş kültürünün yaratılması gibi konuları da ele almak gerekir. Takım çalışmasının ayrılmaz bir unsurunun ‘liderlik’ olduğunu hatırlatmak isterim. Teknolojik girişimin boyutuna bağlı olarak liderlik, yönetim kurulundan operasyonel takımlara kadar her aşamada geliştirilmesi gereken bir yetenektir.
Pazarlama ve Satış
Yaşadığımız çağda işletmenin odak noktası, pazarlamadır. Pazarlamanın geleceğin müşterisini bulmak ve hazırlamak olduğu hatırlanırsa; pazarlama fonksiyonu eksik veya zayıf bir girişimin geleceğinin de ‘karanlık’ olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda hızlı ve (Clayton Christensen’in dediği anlamda) yıkıcı değişime uğrayabilecek tekno sektörlerde pazarlama ve satışın özel önemi olduğunu kabul etmeliyiz.
Tekno girişimde işletmenin müşterilerini ararken, geleneksel pazar araştırması yöntem ve teknikleri ile kendimizi kısıtlamamak uygun olur. İnovasyon özünü içeren bir tekno girişimin ürün ve hizmetleri konusunda pazarda talebin hazır ve ‘bizi beklemekte’ olduğunu söyleyemeyiz. Bu nedenle ‘müşteriyi aramak’ yerine bir dizi işbirliği ve bağlantı kurarak ‘müşteriyi hazırlamak’ daha uygun seçenek olabilir. Çağımızın ekonomik sistemi sadece ürün ve hizmetleri yeniden üretmiyor. Aynı zamanda yeni ‘ihtiyaçların üretilmesini’ de sağlıyor. Gene bu bağlamda yeni iş kültürü, kendi ürününe bağlı olarak yeni müşteri segmentleri de yaratıyor. Eğer teknolojik girişim söz konusu ise “Pazarda ne var?” sorusunu cevaplamak kadar, “Pazarda müşteriyi nasıl var edebilirim?” sorusuna cevap geliştirmeyi de düşünmek gerekir. Müşteriyi var etmek olgusu ise büyük ölçüde işbirliği ve ilişki yönetimi ile ilgili bir gerçekliktir.
İş Ahlakı
Tüm sahteci yaklaşımlara rağmen, çağdaş iş kültürünün gelişen unsurlarından birisi; yaşam çevresine, dünyaya, topluma ve bireye yönelik olarak gelişen ‘sosyal sorumluluk’ anlayışıdır. Teknolojik girişim; kazanç elde etmenin yanında, yaşam çevresine karşı saygılı ve iş faaliyetlerinde ahlaklı olmak durumundadır.
Tekno işletmelerin başarısız olması kabul edilebilir bir durumdur; ama ahlaksız olmalarını anlayışla karşılayamayız.
Gürcan Banger