W. Brian Arthur’un 2009 yılında İngilizce olarak “The Nature of Technology” adıyla yayınlanan kitabın Türkçesi 2011’de “Teknolojinin Doğası” olarak Optimist Yayınları arasında yer almış. Kitabın yazarı W. Brian Arthur üniversite düzeyinde elektrik mühendisliği, yöneylem araştırması ve matematik lisansları almış. YA alanında doktora ve ekonomi alanında yüksek lisans yapmış. Halen ekonomi alanında artan getiriler ve karmaşıklık teorisi konularında önde gelen iktisatçılar arasında sayılıyor.
Kitabı okumaya başladığımda yazarın teknoloji konusuna (biraz TRIZ kokusu da sinmiş olan) yaklaşımı oldukça tanıdık gelmişti. Daha sonra elektrik mühendisliği ve yöneylem araştırması eğitimlerini öğrendiğimde teknolojiyi, genel sistem teorisi kapsamında ele alışı daha anlaşılır hale geldi. Arthur’unki gibi bir akademik geçmişe sahip olan yazarlar –mekanik bir mühendislik bataklığına düşmedikleri sürece– konuyu çok sistematik ve yeni açılımlara uygun biçimde ifade edebiliyorlar. Konuyu sadece sözel ve tasvir temelli bir yaklaşımla ele alan yazarlar ise söz karmaşası arasında işin özünün silikleşmesine neden olabiliyorlar.
Arthur’un kitabında teknolojinin sistem yapısı üzerine dair tartışmaları var. Teknolojinin evrimi ile ilgili görüşlerin belirtildiği satırlarda görülen tanıdık kavramlardan birisi ise inovasyon. Bu kavramın teknoloji ile birlikte anılması, insanı ikisi arasında bir ilişkilendirme aramaya adeta kışkırtıyor.
Yakın veya uzak konuları birbirleri ile ilişkilendirmek çoğu zaman yaratıcı ve yenilikçi sonuçlar verir. Arthur, yukarıda andığım kitabında teknoloji ve inovasyon sözcüklerinden “teknoloji inovasyonu (innovation of technology)” şeklinde bir araya getirerek söz ediyor. Bir başka yaratıcı ve yenilikçi düşünce tekniği ise bir şeyin tersini, aksini, (aynadakine benzer) yansısını düşünmektir. Dolayısıyla teknoloji ve inovasyon sözcüklerini yer değiştirerek “inovasyon teknolojisi” gibi bir yaklaşım üretmek hayli ilginç olacaktır. Böyle bir bakış, teknolojiye de sistem teorisi açısından bakan Arthur’un yaklaşımına da uygun olur.
İnovasyon Teknolojisi Zemini
Yeni teknoloji ve metodolojilerin gelişimiyle birlikte üretimde olduğu gibi buluş ve inovasyon alanlarında da süreç ve kriterler değişiyor. Üretim süreçlerindeki anlayışa benzer biçimde buluş ve inovasyonda da hız, çeviklik, tama yakın doğruluk ve kalite aranıyor. Bu şartların sağlanması için artık elimizde bilinen bilişim, iletişim, İnternet ve medya imkânları yanında benzetim (simülasyon), modelleme, hızlı prototipleme, tersine mühendislik, sanal gerçeklik, veri madenciliği, büyük veri ve analitikler gibi yöntem, araç ve teknikler var. Bunlar –aynen Brian Arthur’un kitabında ifade ettiği biçimde– bir teknolojinin dallarını, alt dallarını ve nesnelerini oluşturuyor. Bu nedenle sistem teorisi, teknoloji ve inovasyon kavramlarını bir araya getirerek inovasyon teknolojisinden söz edebiliyoruz. Bu yeni teknolojik ortamda inovasyon olgusunun –makro ve mikro ölçeklerde kalıcılık, rekabetçilik, sürdürülebilirlik ve katma değerli büyüme açılarından– çok daha etkili, verimli ve güçlü hale gelebileceğini öngörebiliriz.
Bir başka gelişme ise fikir geliştirme, tasarım yapma ve prototip geliştirme alanlarında gerçekleşti. 1980 öncesinde bir geliştirme atölyesi (deneme laboratuvarı) kurmak hayli yüksek paralara baliğ oluyordu. Günümüzde bir fabrika ortamında görebileceğiniz pek çok donanımı bir küçük atölyenin masaüstü araçları olarak makul fiyatlarla satın almak ve denemeler yapmak için kullanmak mümkün. Bir başka deyişle buluş ve inovasyon yapmak ve bunları deney ölçeğinde –adeta oyun oynar gibi– geliştirmek için çok fazla imkân var. Konuya ilişkin bir kitap yazmış olan Dodgson ve arkadaşları bu süreci “Düşün, Oyna ve Yap” şeklinde tanımlıyorlar.
İş-İşletme Ekosistemi
İş yapmanın ekosistemi değişiyor. Pazarlar ve müşteriler geçmişten farklı özelliklere sahip. Değişen ihtiyaç ve taleplere cevap vermek üzere iş fikri geliştirme, tasarım ve üretim süreçleri de farklılaşıyor. Bu değişimi anlamak önemli çünkü ancak böylece inovasyon ile ekonomik, sosyal ve çevresel kaynakları daha iyi değerlendirme, yeniden düzenleme ve üstünlükler sağlama başarılabilir.
İnovasyon, bir işletmedeki her fonksiyon ve süreç için bir konu, sorular demeti ve meydan okumadır. Günümüzde endüstrilerin ve işletmelerin iniş ve çıkışlarında inovasyon olgusu karşısında aldıkları tutum belirleyici oluyor. Piyasada oluşan örnekler, pazarın talep ve ihtiyaçlarını uygun teknolojik imkânlarla birleştirebilen endüstri ve işletmelerin sürdürülebilir rekabet üstünlüğünü sağladıklarını gösteriyor. Buradaki konu tek seferlik bir inovasyon girişimi değil, inovasyon felsefesinin endüstrinin veya işletmenin tümüne özümsetilmesidir. İnovasyonun sektöre veya işletmeye özümsetilmesi ise günümüzdeki kurumsal değişim yönetimi anlayışının ayrılmaz ve vazgeçilmez bir unsurudur.
Ekonomiler, endüstriler ve işletmeler için inovasyonun iki önemli yok gösterici özelliği var. Birincisi, inovasyon sayesinde geleceğin dünyasına hazırlanma ve geleceği göğüsleme imkânı oluşuyor. İkincisi, inovasyon sürecinin daha iyi kavranması ile kaynakların etkili ve verimli kullanımı ortaya çıkıyor. Pazarların ve müşterilerin daha bilgili ve deneyimli oldukları bir dönemi yaşıyoruz. Bu ivmelenen gelişmeye ek olarak teknolojik ilerlemeler yeni fırsatlar ve tehditler oluşturuyor. Bu gerçek karşısında sektörlerin ve işletmelerin inovasyon sürecini daha iyi anlamaları ve içselleştirmek için girişimde bulunmaları kaçınılmaz görünüyor.
Tanımlar
Daha fazla derinleşmeden kısaca geri dönerek konuyla birkaç tanımı hatırlamakta yarar var. Teknoloji, tekrarlanabilen bir insan yapımıdır – artifakt. Deneyimsel uygulama ve bunu var edip geliştiren bilgi sayesinde oluşturulur. Teknoloji kendisini, yeniden üretilmeyi sağlayan bilgi ve yetenek içeren yeni ürünlerde, süreçlerde ve sistemlerde ortaya koyar.
Buluş (icat) bir fikrin yaratılması ve uygulama düzeyine indirgenmesidir. Buluştan farklı olan inovasyon, yeni teknolojilerin ticarileşmesi için ihtiyaç duyulan tüm faaliyetleri kapsar. Özünde inovasyon, yeni fikirlerin başarılı ticari kazanımlara dönüştürülmesidir. Bu nedenle –kısaca– kazanç sağlayan yenilik olarak tanımlanır. İnovasyon kavramı yeni bir ürün, hizmet veya iş modeline yönelik olarak bilimsel, teknolojik, finansal ve işletme ile ilgili diğer faaliyetleri içerir. Anlaşıldığı gibi; inovasyon işletmenin tümünü ilgilendiren –ölçeği değişebilen– ve daha yüksek katma değer hedefleyen bir değişim ve dönüşüm sürecidir.
İnovasyon teknolojisi ise sektörde veya işletmede inovasyon yapmak üzere gerekli olan bilgi, deneyim, donanım, yöntem ve tekniklerin bir sistem olarak toplamından oluşan yapıdır. Özet olarak; inovasyon teknolojisi, –inovasyonu özümsemiş– bir işletmeye yöneltilebilecek “Burada inovasyon nasıl yapılır?” sorusunun cevabıdır.
İnovasyon Teknolojisi
Bilim ile teknoloji arasında kopmaz bir bağ var. Bilimsel bilgi yeni teknolojilerin üretilmesine yol açıyor. Buna karşılık bilim yeni bilgileri üretmek için teknolojilerden yararlanıyor. Benzer bir ilişki, inovasyon ile teknoloji arasında da var. Sektörün veya işletmenin inovasyon teknolojisi yaratıcı işlerin yapımını, bilginin üretimini, süreçlerin kalitesini ve inovasyonun başarısını birinci elden etkiliyor.
İnovasyon teknolojisi aynı zamanda inovasyon algımız ve öngörülerimiz üzerinde de etki yapıyor. Aynı zamanda yeni ürün, hizmet, süreç ve iş modellerini düşünme, tasarlama, geliştirme, prototipleme, sınama ve deneyimleme biçimlerimizi belirliyor. İnovasyon teknolojisi ileri imalat ve operasyon teknolojileri ile eklemlenebilir. Süreçlerinde bilgisayar destekli donanımdan, pazarlama ve müşteri ilişkileri sistemlerinden yararlanabilir. İnovasyon teknolojisi, inovasyon sürecine dâhil olan girdi çeşitliliği için bir teknolojik ortam ve araç görevini yerine getirir.
Açık ve Özgür
Bilimsel gelişmeler ve yeni teknolojiler ekonomik, sosyal ve kültürel yaşamı dönüştürecek biçimde değişiyor. İvmelenerek değişmeye devam edecek. Bu gidişin yansılarını inovasyon teknolojisi alanında da göreceğiz. Kendisini biteviye yenileyecek olan inovasyon teknolojisi geçmişte örneklerini gördüğümüz buluş ve yenilik süreçlerinden farklı olacak. İlk filizlerini görmekte olduğumuz yeni inovasyon teknolojisi giderek daha fazla oranda enformasyon ve iletişim teknolojilerinin imkânlarını, araçlarını ve en önemlisi hızını kullanacak. İnternetin çoğalan ve çeşitlenen kullanımının yanında yeni bilişim ve iletişim donanımları biteviye değişerek devreye girerken aynı zamanda açık sistem yazılımlarının kullanımı yaygınlaşacak. Bu arada açık (özgür) yazılımın daha fazla geliştirilir ve kullanılır hale gelmesinin, Sanayi Çağı’na özgü (patent vb. gibi) fikri mülkiyet anlayışını da tehdit ettiğine dikkat etmek gerekiyor. Önümüzdeki dönemin inovasyon teknolojilerini daha fazla belirleyen yönelimlerden birisi bu temeldeki gelişmeler olacak.
Yeni bilimsel ve teknolojik gelişmeler (özellikle İnternetin ve bu ortamdaki yeni uygulamalar ile platformlar) inovasyona ilişkin düşünme, geliştirme ve yapma sürecini etkileyecek. Düşünme ve fikir oluşturma konusunda; yeni e-uygulamalar sayesinde kurulacak e-bilim ve e-teknoloji temalı sanal araştırma toplulukları veri ve enformasyon bulma, üretme ve işleme konusunda yeni imkânlar gelişecek. Bu alanda önemli imkânlar yaratan faktörler arasında yapay zekâ ve ağ bilişim ilk sıralarda yer alacak.
İnovasyonun Yeni Şartları
Yakın geçmişe kadar fikir sonrası geliştirme kâğıt üzerine yapılıyordu. Bilgisayar donanım ve yazılımlarındaki yeni olanaklarla birlikte geliştirme süreci sanal ortamlara aktarılmaya başladı. Şimdiki durumda fikri uygulamaya –veya ticarileşmeye– doğru geliştirmek (sınamak, denemek, yanılmak, değiştirmek) için çok sayıda bilişim araç, yöntem ve tekniği var. Ayrıca bunların birçoğu açık yazılım olarak bulunabiliyor. Yeni teknolojik imkânlar sayesinde fikirden ürün tasarımına doğru olan süreç geliştirici için bir büyükler için oyun haline dönüştü.
Oynayarak geliştirme sürecinde benzetim (simülasyon), modelleme ve görselleştirme gibi yaklaşımlar kullanılıyor. Bunu sağlayan ise bilgisayar destekli tasarım ve sanal gerçeklik teknolojileri oldu. Diğer yandan büyük bir fabrika veya atölyede kullanılan (3 boyutlu yazıcı, CNC torna tezgâhı, testere, matkap vb. gibi) pek çok tezgâhın masaüstü türlerinin makul fiyatlarla pazarda yer alması numune geliştirme olanaklarını çoğaltıyor. Tasarım geliştirme sürecini üretime daha fazla yakınlaştırma konusunda ise tersine mühendislik ve prototipleme gibi imkânlar hız ve (hatalı kitlesel üretimin önüne geçerek risk düşüşü dolayısıyla) maliyet iyileştirme sağlıyor.
Yeni Çağ
Suyun hal değişimini göz önüne getirin. Belli düzeye kadar bir ısı enerjisi alan su, gerekli eşiğe ulaştığında buhara dönüşüyor. Bilim ve teknolojilerin ekonomik sosyal, kültürel ve sınai yaşam üzerindeki etkileri de böyledir. Günümüz iş dünyası için çoğu Sanayi Çağı’nda tanımlanmış olan araştırma, geliştirme, mühendislik ve hatta buluş-yenilik kavram ve kurumları yeterli olmuyor. Sanayi ve üniversite, araştırma ve mühendislik kavramlarının kendileri kadar birbirleri ile olan ilişkilerinin de yeniden tanımlanması gerekiyor. Bu ve benzeri nedenler inovasyona tek seferlik bir faaliyet yerine bir süreç ve teknoloji olarak bakmamızı gerektiriyor. Günümüzün bilimsel ve teknolojik imkânları bir yandan bu yönlü bir zorunluluk ve ihtiyaç oluştururken diğer yandan da gerek duyulacak ortam, araç, yöntem ve teknikleri sağlıyor.
Gürcan Banger