Yönetim ve üretim alanında toplam kalite, yalın üretim, stratejik yönetim ve benzeri çok sayıda metodoloji geliştirildi. Ama iş kültürü konusundaki tüm yeni açılımlara rağmen büyüklü küçüklü ekonomik işletmeler iflas etmeye veya çok ağır sıkıntılar yaşamaya devam ediyorlar. Zorluklar yaşayan firmalara yakından baktığımızda; pek çoğunda makinelerin tıkır tıkır işlediğini, işçilerin yoğun bir çalışma içinde olduğunu ve becerili yöneticilerin başlarını kaşıyacak zamanları kalmadığını görüyoruz. Herkesin koşuşturduğu böyle bir manzara karşısında zarar gören işletmeler konusunda kafamızdaki sorular daha da canlılık kazanıyor.
Değişim Çağı
Yüksek ivmeli değişimin sürdüğü bir çağı yaşıyoruz. Muhtemelen tempo, artan belirsizlik oranı ile birlikte çok daha fazla yükselecek. Böyle bir çağda yeni bir yetkinlik gerekiyor. Geleceği öngörebilmek ve gelecekler ilgili tahminler üretebilmek yetkinliği… Böyle zor bir hedef nasıl gerçekleştirilebilir?
Bir işletme için –kendi ekosistemiyle sınırlı da olsa– geleceği tahmin edebilmek mümkün müdür? Geçtiğimiz çağlarda insanlar bunu falcılık ve büyücülük aracılığı ile başarmayı denediler. Bugün veri toplama ve işleme teknolojilerinin ulaştığı noktada gelecekle ilgili öngörüler yapmak –tüm bilinemezliğe rağmen– çok zor değil. Nereye ve nasıl bakmanız gerektiği konusunda donanımlı iseniz gelecek, görmeniz için oralarda bir yerdedir. Dün kök salmaya başlayan ve bugün filizlenmekte olan geleceğin ipuçlarını (yönelimleri) okuyabilen girişimci, yönetici ve çalışanlardan oluşan bir firmayı “gelecek öngörülü işletme” olarak isimlendirebiliriz.
Yönelimler
Bilişim alanında donanım ve yazılım olarak bir sınıflandırma yapılır. Örneğin donanım sözcüğü bilgisayarın mekanik ve elektronik parçalarını (fiziksel olanı, maddi olarak dokunulabileni) ifade ederken, yazılım sözcüğü ise uygulama programları, işletim sistemi ve kayıtlar gibi (fiziksel olmayan, dokunulmayan) düşünce ürünlerini temsil eder. Benzer bir sınıflandırmayı geleceği kurgulayan yönelimler için de yapabiliriz.
Özellik, olay veya nesne olabilen bazı yönelimler dokunulabilir, ölçülebilir ve tümüyle öngörülebilir niteliktedir. “Maddi yönelimler” diyebileceğimiz bu tür gelişmelerin geleceği etkilemesini değiştirme imkânımız son derece sınırlıdır. Katı gerçek olarak söylenebilecek o şey olacak ve gelecek buna göre şekillenecektir. Bir diğeri ise “indirgenmiş yönelim” türüdür. Bu tür yönelim, istatistiksel olarak bir eğilim (projeksiyon) olarak tespit edilir. Dokunulabilirlik ve tümüyle öngörülebilirlik duygusu yaratır. Olup olmayacağı kesin olarak belli değildir; olması durumunda geleceğin oluşumuna etki eder. İndirgenmiş yönelimleri etkilemek mümkündür; böylece geleceğin oluşumuna etki edilebilir.
Gelecek öngörüleri için öncelikle yönelimleri izlemek ve değerlendirmek gerekir. Yönelimleri yukarda özetlenen iki sınıfa ayırarak ele almak geleceği öngörme ve değiştirme konusunda neler yapabileceğimiz konusunda ipuçları verir. Bu sınıflandırma konusunda bilgilenerek ve yönelimleri bu iki sınıfta ele alarak gelecekteki kırılmaları öngörebilir, sorunları önceden tanımlayıp kaynağını ortadan kaldırarak çözebilir ve inovasyon yeteneğimizi (problem çözme performansımızı) geliştirebiliriz.
Değişim Karşısında
Yaşadığımız çağda gelecek kavramı içinde değişim fikrini taşır. Eğer (kişi ya da kuruluş) bir varlık, içinde yer aldığı ekosistemde değişim oluyorsa ona tepki gösterir. Geleceğe hazırlıksız varlıklar, geleceğin getirdiği değişime hazırlıksız ve reaksiyoner şekilde cevap verirler. Gelecek hakkında öngörüsü olan varlıklar ise hazırlanmış olarak geleceğin getirdiği değişimi fırsatlar haline dönüştürürler.
Gelecekte ne olacağımız, büyük ölçüde gelecek hakkında öngörülerimiz olup olmadığı ve bunların kalitesi ile ilgilidir.
Pazarlama
Pazarlama, bağımsız bir disiplin dalı olarak ayrışıp giderek daha fazla önemsenen hale geldi. Bunda kâr oranlarının düşmesinden rekabetin sertleşmesine kadar pek çok faktörün etkisi var. Pazarlama, bir işletme için geleceğe hazırlanma araçlarının başında geliyor. Her an daha fazla kaotik hale gelen bir ekosistemde işletmenin pazarlama fonksiyonunun geçmişe oranla çok daha etkili kullanması gerekiyor. Artık işletmeler sadece bazı beceri, yetenek ve yetkinliklere sahip oldukları, bazı ürün ve hizmetleri ürettikleri için müşterilerin kendilerine gelmesini bekleyecek durumda değiller. Pazarlama, müşterinin işletmeye yönlendirilmesi amacıyla değerli bir fonksiyon olmaya devam ediyor.
Diğer yandan iş kültürünün her alanında olduğu gibi pazarlama fonksiyonu da bilimsel ve teknolojik gelişmeler ile müşteri ve pazar profilindeki değişimlerden etkileniyor. Bilişim, iletişim, otomasyon, sensör (izleme ve veri toplama) teknolojilerindeki önemli yenilikler pazarın ve müşterinin daha yakından takibini mümkün kılıyor. Artık –büyük veri analitikleri– sayesinde ekosistemdeki değişimi izlemek geçmişe oranla çok daha kolay yapılabiliyor. Bunlar ise işletmeler için geleceğin tümüyle bilinemez bir karanlık olmaktan çıkıp öngörülebilir olmasını sağlıyor. Bu nedenle gelecek öngörülü işletme, geleceği kurgulayacak faktörler olan maddi yönelimleri ve indirgenmiş yönelimleri izleyerek kendisini kalıcı ve sürdürülebilir yapacak politikaları üretebilir.
Başarılı İşletme
Kaliteli ve uygun maliyetli üretimin dünyanın herhangi noktasında yapılabilir hale geldiği günümüzde başarılı olacak işletmeler, yönetici ve çalışanları gelecek konusunda en keskin gözlere sahip olanlar arasından çıkacak. Gelecek öngörülü işletmenin çalışanları geçmişi değiştiremeyeceklerini iyi bilirken, yönelimler konusundaki farkındalık ve uygun politikalarla geleceği değiştirebilir veya etkileyebilirler. Bu tür firmalardaki yöneticiler ve çalışanlar, gelecekteki ezber bozan ve oyunun kurallarını değiştirecek olan değişimleri işletmeleri açısından yeni fırsatlar olarak görürler. Bu fırsatları değerlendirebilmek için gelecek öngörülerine bağlı olarak –varsa– bugün yaşadıkları sorun ve darboğazları çözmeye yönelirler.
Geleceği kurgulayacak olan yönelimleri, işletmeden bağımsız gelişen ve etkilenmesi mümkün olmayan “maddi yönelimler” ile istatistiksel olarak izlenebilen ve gelecek projeksiyonlarına imkân veren “indirgenmiş yönelimler” olarak sınıflandırıyoruz. Düşük risk içeren maddi yönelimleri, geleceğin oluşumunda kaçınılmaz biçimde etkili olacakları biçimindeki kesinlikle niteliyoruz. Kendine bir ilerleme yolu belirlemiş olan teknolojik gelişmeleri bu kategoride düşünebiliriz. Doğal fiziki olaylar yanında üç boyutlu yazıcılar, bulut bilişim, akıllı telefonlar veya İnternet bu türden maddi yönelim örnekleridir. Bu ve benzeri alanlardaki yönelimler geleceği kurgulamaya devam edecekler.
Belirsizlik yönünden yüksek risk içeren indirgenmiş yönelimleri tespit ederken gerçekleşmesi muhtemel olan yönelimlerden söz ediyoruz. Bu tür yönelimler olasılık içerdiği gibi aynı zamanda güçlü faktörlerle etkilenmeleri de mümkündür. Geleneksel fosil yakıtlardan uzaklaşılması bir maddi yönelim iken gelecekte alternatif enerji kaynaklarının hangisinin baskın olacağı henüz istatistiklerin sonucu olarak öngörülebiliyor. Bugün geleceğin enerjisi olacak gibi görünen bir seçenek, bu alanda pek çok –açıklanmış veya kapalı kapılar arkasında– çalışma yapıldığı için yakın zamanda değişebilir de. Pazarın değişken yapısındaki pek çok faktör de indirgenmiş yönelimler için örnekler oluşturabilir.
Geleceğin giderek belirsizleştiği ve pazarın hızla kaotik hale geldiği bir ekosistemde işletmelerin sadece yalın ve çevik hale gelmeleri kalıcı, sürdürülebilir ve katma değerli olmaları için yeterli değil. Bir işletmenin geleceğin ekosistemi ve onu oluşturacak yönelimler konusunda donanımlı olması gerekiyor. Gelecek konusunda yeterli çalışmayı yapan ve bunu bir kurumsal kültür haline getiren firmaların başarı şansı daha yüksek olacak.
Gürcan Banger