Fırsat, bizi bir girişimde bulunmaya özendiren, yönlendiren ve harekete geçirebilen imkândır. Günlük yaşamda fırsatı herhangi bir şey için uygun durum, şart, zaman veya vesile olarak kavrarız. Yaşadığımız ekosistemde bir fırsatı fark edip tanırız. Bir fırsatı netleştirmek için onu tanımlarız. Kimi zaman ise yakın ve uzak çevremizde imkânları ve ihtimalleri birbirine eklemleyerek fırsatı yaratırız. Eğer bir ekonomik girişimden söz ediyorsak fırsat olgusunu farklı ilişkilendirmeler çerçevesinde ele alabiliriz. Örneğin ekonomik girişim üç unsur içerir. Bunlardan birincisi; işin özünü belirleyecek olan fırsattır. İkinci olarak bu fırsatın bir işe dönüştürülmesi için kaynaklar gerekir. Üçüncüsü ise fırsatı kaynaklarla birlikte bir örgütsel yapıya (organizasyona) eklemlemek gerekir.
Girişim alanında fırsat kavramı, bunu algılayan kişinin iş ve işletme kültürüne bakış açısına göre farklılıklar gösterir. Örneğin girişimciliğe yol açacak fırsatı, müşterinin gözünde değer içeren ürün, hizmet ve süreçlerin pazara sunulmasına ve bunun karşılığında kâr elde edilmesine yol açan durum, şart ve imkânlar olarak görebiliriz. Bir başka fırsat algısı ise ekosistemde ve pazarda yükselen yeni –geleceğe yönelik– ihtiyaç, talep ve beklentileri görerek bunları tatmin edecek girişim çerçevesini sezmek olabilir. Pazarda müşterilerin ihtiyaçlarını tatmin etmek üzere mevcut olan ürün, hizmet ve süreçlerin eksik, zayıf, yetersiz ve yüksek maliyetli yönlerini iyileştirecek yaklaşımlar geliştirme farkındalığı da bir fırsat olarak düşünülebilir. Kimi durumlarda ise fırsat açık olarak ortada, algılanabilir halde değildir. Müşterinin kendisinin de farkında olmadığı yeni ihtiyaçları toplumun yaşama ve davranma faaliyetleri toplamı içinden süzmek gerekir. Bu durumda büyük veri analitikleri ile değişik kaynaklardan elde edilen veri ve enformasyon içinden süzerek bir fırsat yakalamak mümkün olabilir. Bir başka örnek durum ise fırsatın tamamen girişimcinin kendi algı-farkındalık özellikleri, beceri ve yetenekleri sayesinde, ekosistemde mevcut olan imkân ve ihtimalleri o zamana kadar yapılmamış biçimde bir araya getirmesi ile (buluş veya inovasyon yoluyla) oluşmasıdır. Özetlersek; fırsat, girişim için gerekli duygusal ve düşünsel potansiyele sahip kişinin kendi çabası ya da ‘iyi tesadüfün’ yardımı yakaladığı durum, imkân veya şartlardır. Dolayısıyla fırsat, hem uzak ve yakın çevre (buradaki imkân ve şartlarla) hem de girişimci adayının –şans da dâhil olmak üzere– öncelikle kendi zihinsel beceri, yetenek ve yetkinlikleri ile ilgilidir.
Burada bir ayırıma dikkat çekmemiz uygun olur. İyi bir fırsat yakalama ile bu fırsatı değerlendiren iyi bir girişim oluşturma birbirinden farklı konulardır. Gene fırsat sözcüğü üzerinden gidersek iş fırsatı ve girişim fırsatı arasındaki farkı doğru kavramak zorundayız. Mevcut bir işletmede girişimci pazardaki yeni fırsatı yakalayarak iş modelinde iyileştirmeler veya geliştirmeler yoluna gidebilir. Diğer yandan bir girişimci adayı pazarda açık veya örtülü biçimde mevcut olan ve kendisinin fark ettiği bir fırsatı görerek yeni işletme kurmaya ve iş modeli oluşturmaya yönelebilir. Ayrıca fırsat yakalama konusunda çok başarılı olan bir kişinin bunu girişime dönüştürme konusunda da başarılı olacağını öngörmek doğru olmaz. Çünkü fırsat yakalama becerileri ile fark edilmiş fırsatı girişime (iş kurmaya) dönüştürme yetkinlikleri aynı değildir. İş-işletme tarihini incelediğimizde pek çok buluşun, yeniliğin ya da pazarda fark edilen fırsatın başarılı girişimlere dönüşemediği örnek bulabiliriz.
Bir de; iş fikri ile fırsat arasındaki farka işaret etmemiz gerekir. İş fikri, genelde fırsata oranla daha ‘ham’ olan bir düşüncedir. Bir iş fikri çok albenili gözükmekle birlikte pazar ve müşteri şartları açısından ‘arzulanır’ olmayabilir. Keza ekonomik açıdan yapılabilirlik imkân ve şartlarını henüz taşımayabilir. İş fikri yönetilir ve denetlenebilir olmayabilir. Yeterli kazanç ve kâr elde etmek için ‘hâlâ pişmeye’ ihtiyacı vardır. İş fikri ile fırsat arasındaki en ciddi fark, daha esnek şartlara sahip iş fikrine karşılık fırsat, vazgeçilmez biçimde kâr potansiyeli taşımak zorundadır.
Fırsat Nerede?
Geleneksel iş kültürüne uygun davranış –pek çok başka konuda olduğu gibi– ‘bekleme’ üzerine kuruludur. Girişimci bir ‘dükkân’ açar ve ‘nasibini’ beklemeye başlar. Bu anlayışta müşteri bilinmeyen ve tahmin edilemeyendir. Gelirse gelir; gelmezse ‘nasibin o gün için kapalı olduğuna’ karar verilir. İlk alışveriş anlamına gelen ‘siftah yapmak’ da ‘bekleme iş modelinin’ varlık göstergelerinden biridir. Bu modelde pazarlama olgusu gelişmemiştir. Bunu aşmaya çalışan örneklerin pek çoğunda da pazarlama anlayışı hasbelkader basit reklam işlerinden ibarettir.
Yukarıda özetlediğim görünüme benzer şekilde fırsat konusundaki pasif seçeneklerden birisi de ‘bekleme’ halidir. Girişimci adayı kendisini ikna edecek bir fırsatın karşısına çıkmasını bekler. Bu durum, özünde iş fırsatının bizim dışımızdaki ekosistemde var olduğunu kabul eder. Bir başka deyişle; iş fırsatı girişimciden bağımsız olarak pazarda vardır; önemli olan, girişimcinin bunu fark ederek tanımasıdır. Girişimcinin dışında mevcut olan iş fırsatının yakalanması için bir fırsatın kendiliğinden ortaya çıkması beklenmez. Basit anlamda pazar araştırmasından büyük veri analitiklerine kadar pek çok yöntem, teknik ve araç kullanarak fırsatı aramak gerekir.
Fırsat aramak; hiç kuşkusuz, söylendiği kadar da basit ve sıradan bir faaliyet değildir. Arama için nelerin kullanılacağı kadar fırsatın nerede aranacağı da önemli bir konudur. Bu konuda birkaç basit ipucu vermek mümkündür. Örneğin her sorun aynı zamanda bir iş fırsatıdır. Tatmin konusunda eksiklik veya zafiyet yaşanan her ihtiyaç içinde yeni iş fırsatları barındırır. Kullanımı zor olan her araç ya da yerine getirilmesinde sıkıntılar yaşanan her hizmet yeni iş fırsatları yakalamak için uygun ihtimalleri oluşturur. Pazarda mevcut olan ürün, hizmet ve süreçlerdeki zayıflık, eksiklik veya olumsuzluklar yeni fırsatların aranması için uygun noktalardır. Yeni bir ‘şey’ yapmak için –varsa– eskisinin nasıl yapıldığını, iyi ve kötü yanlarını bilmek kaçınılmazdır. Yeni bir iş fırsatı diğer sektörlerde, başka ülke ve kentlerde, farklı kültürlerde yapılagelen bir işin çok farklı bir alan uygulanması ile de yakalanabilir.
Fırsat tanımanın diğer seçeneği ise girişimcinin ekosistemde var olan potansiyel, imkân ve ihtimalleri kendi kaynak, beceri, yetenek ve yetkinlikleri ile eklemleyerek bir fırsat yaratmasıdır. Böyle bir durumda pazarda objektif olarak bir fırsat bulunmasa bile girişimci yeni bir sorun ve çözüm, yeni bir ihtiyaç ve tatmin yaratarak bir iş fırsatı oluşturur. Bilimin ilerlemesi yanında bilişim, iletişim, İnternet ve tasarım – üretim teknolojilerinin büyük bir hızla geliştiği çağımızda girişimcinin bu türden iş fırsatları yaratması yeni iş kurmanın ciddi seçeneklerinden biri haline geldi. Teknoloji tabanlı girişim alanında iş fırsatı yaratmak için girişimcinin zihinsel yeteneklerini kullanmasına her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Bu konuda özellikle İnternet fiziksel sınırları kaldıran özelliği ile yepyeni imkânlar yaratıyor.
Gelişimi Gözlemek
Dünya şimdiye kadar var olmuş en hızlı ve çeşitlenmiş değişimi yaşıyor. Yeni iş fırsatlarını yaratan ana nedenlerden biri söz konusu değişimin varlığı ve devamlılığıdır. Değişim var oldukça karşımıza yeni ihtiyaçlar, sorunlar ve dolayısıyla iş fırsatları çıkmaya devam edecektir. Bizim dışımızda oluşan bu küresel, objektif durum yeni iş fırsatlarını tanıyıp yakalayabilmek için değişimi izlememiz gerektiğini ima ediyor.
Neyi izleyeceğiz? Enformasyonun miktar ve çeşitlilik olarak arttığı bir dönemde her şeyi takip etmek mümkün olmasa da; iş fırsatlarının peşinde isek öncelikle bilimsel ve teknolojik ilerlemeyi kendi birikimimiz ölçüsünde izlemek durumundayız. Küresel, ulusal, bölgesel ve yerel yönelimlerle eğilimlerin farkında olmak yükselen iş fırsatlarının yakalanmasında gerekli ipuçlarını verecektir.
Fırsat Tanıma
Fırsat; başarılı bir girişim için şans oluşturan şart ve imkânların uygun ve doğru zamanlı bileşimidir. Genel anlamda fırsat; gerçek dünyaya ilişkin bir öngörü veya iddia ya da bazı olgu ve iç ilişkilerin oluşmasıyla meydana gelebilip doğrulanabilecek bir kavramdır. İş fırsatı bulmak, yakalamak ve tanımlamak girişimciliğin en değerli aşamalarından birisidir. Diğer yandan girişimcilik süreci iki ana adımdan oluşur. Bunlardan birincisi fırsatın tanınması, ikincisi ise bu fırsattan yararlanmak üzere gerçekleştirilecek faaliyetlerdir. Başarılı bir girişim için öncelikle fırsatın gerçek anlamda ne olduğunun, çevresel faktörlerin fırsatı yükselen ve alçaltan ne tür etkiler yarattığının bilinmesi gerekir. Fırsat yeterli düzeyde tanımlandıktan sonra kaynak sağlama, iş planı hazırlama, örgütsel yapıyı ve ilişkiler ağını oluşturma gibi alt adımlar gerçekleştirilir. Başarılı teknoloji tabanlı girişim (iş kurma) için; tanımlanan iş fırsatının teknoloji ve pazar bilgileri ile eklemlenmesi girişimciye avantaj kazandırır.
Yukarıda ifade ettiğim “başarılı bir girişim için şans oluşturma” olgusu, çevre şart ve imkânları kadar girişimcinin kendi beceri, yetenek ve yetkinlikleri ile ilgilidir. Fırsat ile girişimcinin özellikleri birbirine eklemlenmiş biçimde iç içedir. Bu nedenle ‘şans’ sözcüğü ile ifade edilen fırsatın niteliği ve girişimcinin yetenekleri sayesinde oluşturulacak olan fizibilite (olurluk) derecesidir. Diğer yandan bir iş fırsatının olurlu olarak değerlendirilmesi, işin icra aşamasına geçileceğini göstermez. İcra (iş kurma) aşamasına geçmek bazı kritik başarı faktörlerinin sağlanmasına bağlıdır. Bu faktörler fırsatı uygulamaya koyacak olan firmanın veya girişimcinin amaçlarına, hedeflerine ve beklentilerine bağlıdır.
Teknoloji tabanlı girişimde başarı üç eksende ele alınabilecek bir konudur. Birinci eksen iş fırsatının kalitesini (değer yaratma gücünü) ifade eder. İkinci eksen (teknolojinin devreye girdiği) iş fırsatını uygulamaya koyarak elde edilecek yararlanma başarısıdır. Üçüncü eksen ise girişimcinin (teknoloji yönetimi de dâhil) işi yürütme, yönetme ve geleceğe taşımadaki başarısından oluşur.
Teknolojik Fırsatı Değerlendirmek
Girişimci olarak karşımıza çıkan bir teknoloji içerikli fırsatı değerlendirmek için (genel anlamda girişimcilikte olduğu gibi) kendimize bir dizi soru sorabiliriz. Bir ekonomik işletmenin misyonu hem müşteriler hem de girişimci açısından değer yaratmak olduğuna göre öncelikli olarak işin değer önermesine ilişkin sorularla başlamak uygun olur. Girişimci olarak iş fırsatı sizin için cazip midir? İş fırsatı müşteriler, yatırımcılar, çalışanlar ve diğer paydaşlar açısından –ki bunlar sinerji, kaynak sağlayıp riski üstleneceklerdir– cazibe yaratıyor mu? Teknolojik fırsatı bir işe (işletmeye) dönüştürmekle nasıl bir yarar sağlayacaksınız? Diğer işbirlikçileri ve paydaşlar katlandıkları yük karşılığında ne türden yarar sağlayacaklar?
Bu soruları sağlamca cevapladıktan sonra şunları da açıklığa kavuşturmalıyız: Girişimci olarak teknolojik fırsatı başarıyla pazara taşımak için uygun muyuz? Bu yolda güçlü ve zayıf yönlerimiz nelerdir? Uygun özellikleri taşıyor ve gerekli operasyonel yetkinliklerle finansal kaynaklara sahip miyiz? Eğer bu, bir takım işi ise ya da bir iç girişimcilik konusu ise diğerlerinin güçlü ve zayıf yönleri nelerdir ve süreci nasıl etkilerler? Fırsatı işe dönüştürmek için kişi veya takım olarak yeterli liderlik güç ve becerimiz var mı?
Başlangıç için çok zor olmayan bir fizibilite (olurluk) analizine yönelik olarak şu sorular da işe yarayacaktır: İş fırsatına karşı gelen bir gerçek pazar var mı? Pazara sunulacak ürün, hizmet veya süreç(ler) konusunda (başlangıca ve sürdürülebilirliğe ilişkin) yeterli analiz yaptınız mı? Amacınıza (hedeflerinize) ulaşmak için neler yapmanız gerekiyor? İş ve işletme uygulamalarınız yasalara uygun mu? Alınması gereken belgeler ve onaylar var mı? Ürün, hizmet veya süreçlerin müşteriye bilgi ve sunum olarak ulaşması nasıl olacak? Fırsatı dönüştürmek için hangi kaynaklara ihtiyacınız var ve bunları nasıl sağlayacaksınız? Bir işletme kuracaksanız bu yeni kuruluşun güçlü ve zayıf yönleri neler olacak? Karşılaşacağınız tehditler nelerdir? Yararlanmak istediğiniz fırsat konusunda rakipleriniz kimlerdir? Rakiplerin güçlü ve zayıf yönleri nelerdir?
Sonuç olarak; teknoloji tabanlı bir fırsatı işe (işletmeye) dönüştürmek heyecan verici bir duygusal süreçtir. Ama başarılı olmak aynı ölçüde akıllı, sabırlı ve azimli olmayı da gerektirir.
Gürcan Banger