21’inci yüzyılda sertleşen küresel rekabetin arka planında ucuz emeğin yerini hızla teknoloji almaya başladı. Endüstri 4.0, Endüstriyel İnternet gibi başlıklarla anılan dönüşüm sürecinde geçmişin bazı rekabet parametreleri tekrar hatırlanıyor ve yeni yorumlar getiriliyor. Yeni teknolojilerin yaratacağı dönüşümün özellikle maliyet, kalite ve pazara tepki verebilme gibi alanlarda etkili olacağına ilişkin yorum yaklaşımları var. Bu sayılan üç alandan pazara tepki verebilmeyi esneklik, hız ve çeviklik olarak tekrar alt başlıklara bölebiliriz. Geleneksel işletmelerin yöneticilerine en önemli rekabet faktörleri sorulsa muhtemelen maliyet ve kalite ilk sıralarda sayılanlar olacaktır. Diğer yandan yeni teknolojilerin yükselişine dikkat ettiğimizde bu ikisinin etkin rekabet için artık yeterli olmayacağı ortadadır. Yeni teknolojiler işletmelere ve fabrika tesislerine genel anlamda esneklik konusunda yeni fırsatlar ve imkânlar sunma iddialarını geliştiriyor. Eğer bir firma küresel pazarda başarılı olmak istiyorsa pazar yapısı ve müşteri profilindeki değişikliklere cevap verebilecek esnekliği edinmiş olması gerekiyor. Yeni teknolojilerin işletmeler üzerindeki etkilerini daha olumlu değerlendirebilmek için esneklik üzerinde düşünülmesi ve önlemler alınması gereken bir konudur.
İş-işletme tarihi boyunca üzerinde çalışılmış konular olan maliyet ve kaliteye ilişkin net tanımlar ve kriterler mümkün oluyor. Ancak aynı netliğe –özellikle değişen teknolojilerin de sürece dâhil olmasıyla– esneklik konusunda ulaşmak kolay olmuyor. Esneklik için genel bir tanımlama, değişen çevre şartlarına etkili biçimde uyum gösterebilme becerisi şeklindedir. Daha karmaşık bir tanım; kısa dönemde mevcut varlık ve kaynaklarla değişen şartlara uyum sağlama ve uzun dönemde yeni ürün, hizmet, süreç ve imalat yöntemleri geliştirip bunu mevcut olanla bütünleştirme becerisi olarak verilebilir. Özetle esneklik, firma performansından taviz vermeden değişen şartlara uyarlanma becerisini ifade eden çok boyutlu bir üretim fonksiyonu özelliğidir.
Akıllı işletmeler, esneklikten bir strateji olarak yararlanmayı tercih eder. Bu amaçla esnekliği bazı alt stratejiler olarak ele alırlar. Bunun ilki, bir üretim sürecinin çıktı miktarını değiştirebilme becerisi olan hacim esnekliğidir. Malzeme esnekliği ise üretim sisteminin işlenen parça ve malzemelerde denetlenemeyen değişikliklerle baş edebilme becerisidir. Ürün karması esnekliği, üretim sisteminin aynı planlama dönemi içinde kaç farklı ürün tasarlayıp imal edebildiğini belirten özelliğidir. Belli bir üründe tasarım farklılıkları oluşturma becerisi üründe değişiklik esnekliği olarak söylenir. Değişim esnekliği üretim sisteminin yapılan köklü değişikliklere uyum gösterebilme becerisidir. Bir süreç boyunca ürünün geçeceği yol ve adımların değiştirilme becerisine yeniden yönlendirme esnekliği denir. Son olarak; iç ve dış ortamda oluşan değişikliklere yukarıda özetlenen esneklik türleri ile cevap verebilme becerisine esneklik tepkisi adı verilir.
Her ne kadar esnekliği alt başlıklarla tasnif edebilsek de bunlar ölçüm için yeterli kolaylık sağlamaz. Bu nedenle esnekliğin ölçülmesine ilişkin bazı ipuçları vermek uygun olur. Örneğin firmanın kârlılığı kaybetmeden üretim miktarlarını değiştirebildiği aralık önemli bir ölçüm değişkenidir. Bu çerçevede miktar değişimi (artırma veya azaltma) yapabilmek için gerekli süre ile bunu yapmanın maliyeti ölçülebilecek başka değişkenlerdir.
Ölçümlerle cevaplanabilecek başka sorular da sıralayabiliriz. İşletme aynı anda kaç farklı ürün üretebilir? İşletme yılda kaç tane yeni ürünü portföyüne dâhil eder? Yeni ürün için gerekli zaman ve maliyet nedir? Bunlara ürün değiştirme süresi ve maliyeti gibi başka soruları da ilave edebiliriz.
Gürcan Banger